Toplum olarak bazen güzelliği yanlış yerde arıyoruz. Yüzlerde, süslerde, renklerde… Oysa güzelliğin özü ne aynalarda ne de vitrinlerde durur. Asıl güzellik, insanın içinde taşıdığı edeple ortaya çıkar. Hele ki söz konusu kadınsa, onun güzelliğinin en parlak noktası daima edebidir.
Bugün edebi konuşmak, belki bazılarına eski bir kelimeyi hatırlatıyor olabilir. Ama edep, zamanın eskitemediği bir değer. Kadının duruşunu, sesini, bakışını, davranışını nezaketle harmanlayan bir terbiye hali… Aslında bir kimlik, bir zarafet, bir vakar.
Rabbimiz Kur’ân’da buyuruyor:
“Mümin kadınlara söyle, gözlerini haramdan sakınsınlar, iffetlerini korusunlar…” (Nur 31)
Bu ayetin içinde sadece bir emir değil, kadını koruyan bir şefkat, onu yücelten bir ölçü vardır.
Peygamber Efendimiz (s.a.v.) ise:
“Haya imandandır.”
buyurarak edebi imanın bir parçası olarak tanımlar. Yani edep, bir süs değil; bir ruh hali, bir iman yansımasıdır.
Bugün etrafımıza baktığımızda “güzel görünme” telaşının, “güzel olma” arayışının önüne geçtiğini görüyoruz. Oysa güzellik, dışarıdan değil içeriden beslenen bir ışıktır. Gönlü güzel olanın yüzü de nurlu olur. Nezaket, ölçü ve haya bir kadını öyle bir güzelleştirir ki, hiçbir makyaj onun yerini tutamaz.
Edeb bir kadının nasıl güzelleştiğinin en güzel örneğidir.
Edepli kadın; bir evin huzurunun,
bir toplumun dirliğinin, bir neslin ahlakının mimarıdır.
Merhametiyle, vakarıyla, sözüyle ve susuşuyla öğrenilen bir yaşam rehberidir adeta. Onun edepli duruşu bazen bir aileyi korur, bazen bir kalbe istikamet verir, bazen de topluma örnek olur.
Hz. Ali’nin şu sözü bu hakikati en güzel şekilde özetler:
“Edep güzelliği tamamlar; edepsizlik ise güzelliği yok eder.”
Kadın güzelliğini edeble birleştirdiğinde; kıymeti artar, saygınlığı çoğalır, rahmeti yayılır.
Güzellik geçicidir ama edep kalıcıdır. Cilt kırışır, saç ağarır, zaman geçer… Ama edep, bir ömür boyunca insanı taşıyan en büyük sermayedir.
Bu yüzden bugün genç kızlara, annelere, ninelere bir hatırlatma yapmak lazım
Güzelliğinizi korumak istiyorsanız önce edebinizi koruyun. Çünkü edepli kadın, kendisini Allah’ın emaneti bilir. Ne kendine zulmeder, ne de kendini ucuzlaştırır. Değerini başkalarının bakışından değil, kendi duruşundan alır.
Şimdilerde birde küfür furyası başladı. Ne erkeğe ne kadına yakışır küfür. Ama kadınlarının ettiği küfre yetişmek kafa yormak algılamak imkansız. O nasıl ağıza sığıyor, nasıl ağıza alınıyor. Senin eşin baban anan kardeşin hadi evladın duysa bunu senin ağzından ne dusunur ne düşünürsün acaba? Aslında bu edepsizliğe kitap yazılır. Ama toplumun yeni kanayan yarasına sonra parmak basalım.
Hulâsa kadın erkek her İnsan, edebiyle güzeldir. Edepsiz güzellik rüzgâr gibidir; gelir geçer.
Ama edeple yoğrulmuş güzellik, bir ömür boyu saygı, hürmet ve izzet olarak yaşar.
Selam ve dua ile...