Algı operasyonlarının en yoğun olduğu dönemlerden geçiyoruz.
Gerçekler artık kendini yüksek sesle göstermiyor; çünkü birileri sürekli onun üzerine gölge düşürmekle meşgul. Sahte kimliklerin, kurgu ilişkilerin, maksatlı irtibatların havada uçuştuğu bir çağdayız. Herkes birbirine bir şey anlatıyor ama kimse gerçeği söylemiyor. Söze güven, dosta sadakat, bilgiye itimat gitgide eriyor.
Bugün biri çıkıp kendini kahraman gibi tanıtıyor; ertesi gün aynı kişi farklı bir maskeyle sahne alıyor. Algı ustaları, kirli zihinleriyle insanları birbirine düşürüyor. Sanki herkes bir tiyatro oyununun içindeymiş gibi… Sahne ışıkları yanınca herkes rolüne bürünüyor; ışıklar sönünce yüzler düşüyor, maskeler dağılıyor.
Sahte kimliklerle kurulan irtibatlar, insanları birbirine bağlamıyor; aksine koparıyor. Çünkü kim olduğunu bilmediğin birine güvenmeye çalışmak, karanlık bir yolda gözlerini kapayıp yürümekten farksız. İnsanlar, olmayan ilişkiler üretip varmış gibi gösteriyor; olmayan başarıları süsleyip büyük zaferlermiş gibi anlatıyor. Ve bunu o kadar profesyonel yapıyorlar ki gerçeği fark edenler bile susmayı tercih ediyor. Çünkü görünen o ki, sessiz kalmak bazen kendini korumanın tek yolu.
Algı operasyonlarının amacı hep aynıdır:
Doğruyu yanlış göstermek, yanlışı doğru gibi sunmak.
Birilerini olduğundan güçlü göstermek, birilerini de olduğundan zayıf göstermek… Bu oyunda niyeti kötü olanlar kazanırken, emeğiyle yol almaya çalışanların sesi duyulmaz. Çünkü sesleri propaganda gürültüsüne karışır.
Fakat unuttukları bir şey var:
Gerçek, ne kadar bastırılırsa bastırılsın, bir gün mutlaka kendine yol bulur. Kirli irtibatlar çözülür, sahte kimlikler dökülür, maskeler düşer. Ve o gün geldiğinde herkes yaptığının hesabını vermek zorunda kalır.
Tecrübeler gösteriyor ki;
Algıyla şişirilenler gerçeğin karşısında söner,
sahte olanlar zamanın rüzgârında savrulur,
dürüst olanlar ise yoluna sağlam adımlarla devam eder.
Bu yüzden kim ne oyun kurarsa kursun,
kimin eli kimin cebindeyse olsun,
kimin kimliği kimin yüzünde karışmışsa karışsın…
Bir tek şey unutulmasın:
Gerçek, en sessiz anlarda bile kendi sesini duyuracak kadar güçlüdür.