Her insan aslında bir öğretmendir; kimi bilerek, kimi ise farkında bile olmadan hayatımıza bir iz bırakır.
Karşımıza çıkan her insan, bize görünmeyen bir kapı açar. Kimi kapılar huzura çıkar, kimi karanlığa, kimi de kendimize döndürür.

Kimi insanlar vardır, zihninin karmaşasında kaybolmuş bir dünyanın içinden bize gerçeğin acı tarafını gösterir. Onlardan anlarız ki herkes aynı hakikati taşımaz ve her ruh aynı yükü kaldıramaz.

Bir başkası, kaosun, kin ve nefretin insanı nasıl içten içe çürüttüğünü öğretir; böylece biliriz ki kötülük, en çok sahibini tüketir.

Ve bazıları… Akıllı görünmenin her zaman gerçek bir kavrayış anlamına gelmediğini hatırlatır.
Böylece fark ederiz: Bilgi biriktirmek kolaydır, fakat onu doğru yerde, doğru biçimde kullanabilmek ayrı bir erdemdir.

Biz, tüm bu karşılaşmaların toplamıyız.
Kimileri bize sabrı, kimileri sınır koymayı, kimileri susmanın bile bazen bir bilgelik olduğunu öğretti.

Kiminin gelişi dönüm noktası oldu, kiminin gidişi yeni bir yol haritası çizdi.
İşte bu yüzden, hayatımıza dokunan, bize bir şey katan, bizi sorgulatan, büyüten herkese bu özel günde teşekkür borçluyuz.

Onlar farkında olmasalar bile, bugünkü halimizi oluşturan tuğlaları tek tek yerleştirdiler.
Her biri bir ders, bir işaret, bir düşünce kıvılcımı oldu.

Ve yol hâlâ uzun…
Öğrenilecek hakikatler, tanışılacak yeni insanlar, çözülmesi gereken iç düğümler var.
Her adımda değişiyor, her deneyimde yeniden şekilleniyor, bazen kırılıp bazen daha da güçleniyoruz.

Bugün, Öğretmenler Günü’nde yalnızca mesleğimizi değil, hayatın bize sunduğu tüm öğretmenleri selamlıyoruz.

Çünkü insan, öğrendikçe derinleşir; anladıkça büyür; fark ettikçe kendine yaklaşır.