İnsan yaşamı, var oluş, çelişkili zıtlıklar sayesinde dengeye ulaşır. Dengeyi tutturabilen kişi hayatın, anlamlı varoluşun, iyinin, kötünün ne olduğunu dengeli, istikrarlı duruşu sayesinde anlayabilir. Yaşam her zaman zorluklarla doludur; çeşitli zıtlıklar, çelişkiler içinde sürüp gider. İnsan hayatında binlerce engelle, zıtlıkla karşılaşır. Sistemli ve mantıksal akıl yürütüp, uyumlu birlikte yaşamanın, hayatı kolaylaştırmanın yolunu bularak doğru yola ulaşanlar başarılı olur. Yolda, hakikatte dümdüzdür. Bu yüzden doğru yoldakiler sonsuza kadar yaşar. Sistemsiz, plansız, programsız, hilekâr yaşayanlar ise başarısız olurlar. Hint bilgelerinin söylediği gibi: “Hilekâr ecelinden önce ölür.”

İsteseniz de istemeseniz de yaşam akıp gider, durduramazsınız. Masum olup, sevgiyle yaşarsan ilahi olan sana doğru akacaktır. O yüzden sevdiklerinize sıkıca sarılıp coşkuyla bağlanıp her gününüzü bayrama dönüştürün. Tüm kötülükleri sevginin potasında eriterek her anın zevkini çıkarın, dostlarınızla muhabbet ederek uyumlu ve dengeli yaşamaya çalışın. Ne sağa ne sola aşırıya kaçmayın, bir aşırı uçtan diğerine kaydığınızı fark ettiğiniz an ortada durun, dengeyi tutturun. Sadece orta yolu, mantıksal yolu, dengeyi tutturanlar yükseklere çıkar.

Kendine iş, uğraş bulup, donanımlı, kültürlü, birikimli, bilge karakterli insan olmaya çalışın. Aklını kullanıp, kendini tanıyan, Tanrı’yı tanır; haddini bilerek ahlaki erdeme uygun biçimde adil, ölçülü, uyumlu şekilde evrende hüküm süren ilahi akıl yasasını anlar, bilge insan seviyesine yükselir. Çünkü sadece bilge insanlar mutlu olur ve bilge insanlar da erdemli olanlardır. Erdemli olup evrene tanrıca bakabilen bir insan için de her şey iyidir, her şey güzeldir. Sadece tanrısal akla inanıp bilgisel, kültürel olarak aydınlananlar gerçekleri, hakikati, inancı ve görünmeyen âlemi anlayabilirler. Bedensel hazları fazla önemseyenler evrendeki ilahi düzeni göremezler. Yaşantısını ahlaksal temele dayayıp, bedensel hazlardan uzak duranlar, parçalanmadan bütün olmaya gayret gösterenler ancak başarılı olabilirler.

Hayat bir koşu ve sen de bir koşucusun. Her şeyin sorumlusu, mutlulukların ve mutsuzlukların sebebi kişinin kendisidir. İnsan her tür gereksinimden kendini kurtararak, yalnızca kendi kendine dayanarak var olabilir. İnsanın kişiliği kendi kaderidir, kişi kendi kaderini kendisi belirler. Yaşam kimini kral yapar, kimini köle. Herkes buna razı olmalıdır. Yığın anlayışsızdır, her şeyin dış yönüne takılıp kalır, boş inançlar içinde yuvarlanıp giderler. Ancak bilge insan olmadan hakikati anlayamazsınız. Körü körüne kimseye biat etmeden bilgili, donanımlı, birikimli, deneyimli, üstün, bilge insan seviyesine yükselmek için binlerce kitap okuyun. Sorun, sorgulayın, araştırın, o zaman hafızanızın genişlediğini, ufkunuzun açıldığını hisseder, hayatı daha anlamlı, çiçeği bir başka güzel, güneşini ilahi nur, yağmuru rahmet, kendinizi yaratanın bir parçası olduğunu anlar, günah işlemez, her şeyden zevk alırsınız.

Güzellik, şan, şeref, zevk, sefa gibi hazcı eğilimlerin, tutkuların kölesi olmayın. Evrene ilahice bakıp haktan-hukuktan-adaletten, doğruluktan ayrılmayın. Tüm ilahi ve insani dinlerin özü doğru yolu emreder. Doğru yol sizi rahmete, berekete, sonsuza götürür, içinizde sevgi çiçekleri açar, ruhunuz kanatlanır, tüm güzellikler sizi bulur. Etrafınızı sarmış kötülüklerin yerine ilahiye doğru açılan nurani sevgilerin aktığını hissedip mutlu olursunuz. Hepimiz kendimizden mesulüz ve biz doğru yerde olduğumuz sürece bizi yaralayacak bir şeyle karşılaşmamız da mümkün olamaz.

Çocuklarınızın karakterini sahte ve geleneksel dini inanışlara göre şekillendirmeyin, her zaman hakikati arayacak şekilde düşüncelerini aklın, mantığın ışığında biçimlendirerek kutsal hale getirin. Onları zenginlikle değil kanaatkârlığa, azla yetinmeye, zekâ yönünden üstün olmaya alıştırın. Bağnaz ve yobaz saplantıdan uzak, filozofları bile kıskandıran zekâya, inanca ve üstün niteliklere sahip efsane bir kişilik haline dönüştürün. Çünkü Tanrı sırf akıldır ve bilgedir. Sadece bilgeler hakikati anlayabilir. Yüce yaratan sadece aklını kullanan bilge insanları sever.

Ahlaki değerlerden yoksunluk sayılan, insanın köleleşmesinin sebebi olan güzellik, şan, şeref, zevk, sefa gibi hazcı eğilimler ve tutkuların kölesi olmayın. Sizi köle yapan bu tutkularınızdan, arzularınızdan, korkularınızdan kurtulun. Yaşamın amacı mutluluktur ve buna ancak erdemle ulaşılabilir. Erdem ise arzunun yokluğu, isteklerden bağımsızlık, kişinin kendine yeterliliğidir. Erdem sadece bilgelikle elde edilir. Sizi eleştirenlere kıymet vermeyin, farklı olun, farklı düşünün. Sıradan işler yerine aykırı işler ortaya koymak size farklılığı, başarı ise yeni başarıları getirir. İçinde hamlık, çiğlik bulunanlardan uzak durun, daima derinliği olan, bilge kişilerle muhatap olun. Mükemmeliyet tutkusu olan insanlarla çalışın.

Gerçek mutluluk insan zihninin hem huzur hem de neşe içinde olmasıdır. İnsan kendi kendine yeterlidir. Kendi kendine yetmenin şartı yaşamak için fazla şeye ihtiyaç duyulmamasıdır. Mutluluk insanın içindedir. İnsanın mutluluğu ve huzuru için tek ihtiyacı olan şey iyiliktir. Ruhen ve bedenen hasta olmamak, gelecekten endişe duymamak için şükür, dua, besmele, bereket, kanaat sözlerini dilinizden düşürmeden, topuğumuza kadar inen terler içinde helal rızkın peşinde koşun. Almasını bilene kâinat sonsuz nimet ve imkânlarla doludur; ancak sadece çalışan ekmek kazanır.

Din, iman, inanç ve Tanrı sırf sevgidir. İyilik de kötülük de sevgi de içinizdedir; mutluluk ve kötülük içten gelir. Unutma ki Tanrı sadece kendine yardım edene yardım eder.
Dostunu sev, say, sor halini. Çünkü dostun gül cemali her gün cennettir, her gün bayramdır.
Dost bağrına basar kıymet bileni. Bayramınız kutlu, yüreğiniz mutlu, yolunuz ve yönünüz her daim aydınlık olsun.

27 Mayıs 2025 – Ankara