Şu günlerde moral bozuk can sıkkın,

Gökyüzünden zam yağmuru yağıyor,

Pek çok yerde hep akarsular kuruyor,

Kalem defterimi, alıp sokağa çıktım,

Otobüs duraklarına doğru yürüdüm,

Yusuf gür soy hocayı orada gördüm,

Selam verdim, Hal hatırını, sordum,

Sorma üstadım, çok perişanım, dedi,

Otobüste de Rabia üstada rastladım,

Mikrofonu tutup da hatırını sordum,

Bu günlerde nasılsın, hocam dedim,

Sorma, Hocam, çok perişanım, dedi,

Öğlen oldu. Nokta camiye, vardım,

Halis haktanıra da, orada rastladım,

Nasılsınız, hocam, dedim, sarıldım,

Canım da sıkkın Türkmenoğlu dedi,

Marmelatçı, Ömer hocamı, gördüm,

Yaklaşıp kendisine, hatırını sordum,

Dolarların da, Bana doğru, Gösterip,

Şükürler olsun, üstadım iyiyim dedi,

Demet hocan da çıka geldi bir anda,

Ben sormadan, oda, Cevabını verdi,

Elinde ki, birçok kitapların gösterip,

Hiç kimse kitap, okumuyor ki, dedi,

Dursun üstatla, Karşılaştık, çarşıda,

Eczaneden ilaçların almış giderken,

Rastladım kendine, hal hatır yaptık,

Bu günlerde, canım çok sıkkın dedi,

Çarşı Camiden, Aşağı doğru, indim,

Selefettin, hocaya, orada, rastladım,

Gözyaşlarında elinin tersiyle silerek,

Konuşamam halim çok perişan dedi,

Ahmet ulu soy un da yanına vardım,

Dolmuşunu gösterip satacağım dedi,

Hastayım artık bunla uğraşamam ki,

Üstadım vallah perişan halimiz dedi,

Ömer kılıç da destan yazmış okuyor,

Varlık içerde hepten yokluk çekiyor,

Cipe binmiş, şehir, şehir, de geziyor,

Bu gününe, Şükür, Çok iyiyim, dedi,

Rıfat hocamda sessiz, sessiz bakıyor,

Ne sorarsan, onlara cevabın, veriyor,

Şiirlerinde, hepten de, ezbere okuyor,

Ben inan ki, perişanım, üstadım dedi,

Müfit üstadı, gittim çadırda, buldum,

Yeşillere bürünmüş, halinde gördüm,

GAZZE için bir kampanya başlatmış,

Benim de perişan halım baksana dedi,

Erdoğan hocamda köye gidip geliyor,

Bahçesi kurumuş, sitem edip duruyor,

Ben daha sormadan oda bana soruyor,

Ne olacak ki, Halımız kardeşim diyor,

Mahir hocam bastonla çıkıp da geldi,

Elinde de, iki torba dolusu, ilaç vardı,

Biraz otur da, dinlen, Üstadım dedim,

Başını sallayıp, Duramam deyip, gitti,

Av kat, Can Türk, bey ile karşılaştım,

İşlerim, Kesat, bugünler de hep diyor,

Canı da, çok sıkkın, ilaç alıp, duruyor,

Sorma hocam, halım çok perişan dedi,

Adil han saz omzunda, gezip duruyor,

Düğünler hiç yok perişan halım diyor,

Çok da güzel, sazın da çalıp, söylüyor,

Vallahi hocam çok perişan halım dedi,

Sayın. Müftüm, Mustafa beyi gördüm,

Suyun, Çayın, birde, Kahvesini, içtim,

Hal hatır eyleyip, Şiirlerden, konuştuk,

Birazcık, Sabırla şükür merhamet dedi,

Fevzi hocamda, virüsten çok korkuyor,

Üç beş yıldır toplum içersine girmiyor,

Gece gündüz evde maskesiyle duruyor,

İnan ki üstadım, halım de, perişan dedi,

Müjgân hocaymış aniden çıkarak geldi,

Hocam kitabın durumu, ne halde, dedi,

Bende ilk sırayı, Sizler kaptınız dedim,

Vallahi, üstadım çok mutlu oldum dedi,

Hidayet doğan da, Uzaklardan bakıyor,

Köye, ceviz diktim hepsi kurudu diyor,

Kendi kendine, hep isyan edip duruyor,

Hiç de mutlu değilim ki, üstadım diyor,

Yılmaz kırımlıda hep tatillerde geziyor,

Vardım kendisinin, hal hatırın, sordum,

Manalı, manalıda yüzüme doğru bakıp,

Bu günlerde bak işlerim çok vasat dedi,

İbrahim karartıda, çok suskun, geziyor,

Hep den, kendi kendisine, isyan ediyor,

Düğün, dernek yok, Aşçılık yapamıyor,

Çok perişan bir haldeyim üstadım dedi,

Dernek başkanım, Erol beyle görüştüm,

Ne olacak ki, halimiz, Başkanım dedim,

Çekmeceden de birçok Senet çıkartarak,

Bu sene, Halımız perişan, Üstadım dedi,

Bak bugün de geçti günler Akşam oldu,

Gülen bir tek, olsun yüze, Rastlamadım,

Türkmenoğlu böylede yaşanmaz dedim,

Oturup ROPORTAJIN sonun bağladım,

Dede bulut 23-08-2025