Kanuni Sultan Süleyman hazretleri gecenin en derin sessizliğinde, bir düşünceye vasıl olur. Acaba Osmanoğulları çökmeye yüz tutar mı? diye düşünmeye başlar. Ve birçok konuyu danıştığı ağbeyim diye hitap ettiği süt kardeşi olan alim bir zat Beşiktaşlı Yahya Efendiye bir mektup yollar.

“Sen ilahi sırlara vakıfsın. Kerem eyle de, bizi aydınlat. Bir devlet hangi halde çöker? Osmanoğulları’nın akıbeti nasıl olur? Bir gün olur da yok olur mu?” diye merakla bekler. Mektubu okuyan Yahya Efendi cevabı kısa net ve manidardır, “Neme lazım be Sultanım!”

Sultan cevabı hayretle okur ve anlamlandıramaz. Konunun muhtevasını öğrenmek için Yahya Efendinin yanına gider. Sitem dolu bir şekilde cevaptan bir şey anlamadığını hatta beni buna karıştırma der gibi bir mana çıktığını söyleyince Yahya Efendi; günümüz toplumun özetini yüzyıllar önce söylemiştir,

“Sultanım! Bir yerde zulüm yayılırsa, Haksızlıklar ayyuka çıksa, sonra, koyunları kurtlar değil çobanlar yerse, bilenler de bunu söylemeyip susarsa, fakirlerin, yoksulların, muhtaçların, kimsesizlerin feryadı göklere çıkarsa, bunu da taşlardan başka kimse işitmezse, herkes, sadece “ben-ben” derse, tüm bunları görüp işitenler, “Neme lazım be…” derse; işte o zaman, devletin sonu gelir, Osmanlı yıkılır.”

Şimdi bizde şu zamanda ki Müslümanlara bakalım. Gazze’de soykırım olurken bizler maç sevdasına düştük. Bir üstadım derdi ki” 500 yıl ömrüm olsa 5 dakika futbol seyretmem.” Diri diri insanlar yanarken bizler tatil planı yaptık. Açlıktan ve susuzluktan insanlar ölürken bizler dolaptaki meyve sebzeleri çürütüp çöpe attık. Sularımızı hunharca harcadık. İnsanlar çadırda kalırken, biz ikinci evimizi almak için banka peşlerinde faiz kovaladık. Peki Allah azimüşşan bunların hesabını sormaz mı?

Kendi çocuğun hastalandığında en iyi doktorlara götürürken, Gazze’de anne babalar evlatlarını poşetler içinde taşırken hiç mi vicdanın sızlamadı? Yaralılar anestezisiz tedavi edilirken, dikiş atılırken acıdan öldüğünde hiç mi konusu olmadı bir yerlerde? Allah Kuran-ı Kerimde “Mallarınız ve canlarınızla Allah yolunda cihad ediniz” dediğinde, canın senin olsun da, malından Gazze için infak ettin mi? Onların sattığı ürünler iyi temizliyor, içmeden duramıyorum, ucuzlamış uygun fiyata dersen Müslümanlık bir tarafa senin insanlığın nerde diye hiç sorgulanmaz mı? Müslümanlığı sessiz, sakin, pısırık, gül dağıtan, bir haksızlık olduğunda sessimiz çıkmasın, hoş görü dini olarak gösterirseniz, Müslümanlara zülüm edildiğinde herkes seyirci kalır. Daha biz cami cemaatine Müslümanlığı anlatamadık ki, dışardaki adamlara anlatalım.  Velhasıl hülasa edecek olursak, Gazze’de Müslümanlık diriliyor, dünyada ölüyor. Şimdi herkes yatağında rahatça ölebilir.