Bundan tam 67 yıl öncesi… Tarih, 3 Mayıs 1944… Günlerden Çarşamba!.. Yer, Ankara adliyesi..Tarihinde ilk defa böylesi bir davaya şahitlik ediyordu Ankara adliyesi! Mahkeme salonunda ise, “idamla yargılanan” 23 vatansever Türk genci!.. Suçları, -hükümete göre- gizli cemiyet kurarak, iktidarı devirmek ve mevcut düzeni yıkmak!.. İş başındaki solcu hükümetin en büyük destekçileri ise masonlar ve komünistler! Milliyetçi Türk gençleri, suçlamaları şiddetle reddederler. Akıl almadık, akla hayale gelmeyen işkencelere tâbi tutulurlar. Zincirlere vurulur, vücutlarına elektrik verilir ve tabutluk adı verilen daracık odalara sokulurlar! 2000 mumluk ampullerin altında buralarda saatlerce tutularak, fizikî ve ruhî işkenceye maruz kalırlar. Beraat ettikten yıllar sonra bile bu işkencelerin izlerini vücutlarında taşırlar! Reha Oğuz Türkkan, bu tür işkenceler sonrasında sol gözünü kaybeder! Kıymetli okurlar! Yakın tarihimize “Türkçülük-Turancılık Davası” olarak geçen bu dava, yaklaşık üç yıl sürdü! Nihayet 3 mart 1947’de mahkeme, 23 milliyetçinin suçsuz olduğuna karar verdi! 

Ve… Yıllar sonra da olsa adalet yerini buldu, tamamı beraat etti! Değerli okurlar! Aradan çok yıllar geçti. Bir çoğu aramızdan ayrılıp, gerçek aleme kavuştu. Milliyetçi düşünce sistemini gönüllerimize kazıyan bu 23 vatan evladını hatırlamak, hayırla yad etmek, rahmetle anmak kendisini “Türk” hissedenlerin boynunun borcu olsa gerek! Türk milliyetçilerinin gönlünde yaşayan bu 23 vatan evladının isimlerini bir kere daha buradan kısaca da olsa hatırlatmak isterim: Zeki Velidi TOGAN, H.Nihal ATSIZ, Alparslan TÜRKEŞ, Reha Oğuz TÜRKKAN, Hüseyin Namık ORKUN, Nejdet SANÇAR, Orhan Şaik GÖKYAY, Hasan Ferit CANSEVER, Fethi TEVETOĞLU, İsmet Rasin TÜMTÜRK, Cihad SAVAŞFER, Muzaffer ERİŞ, Zeki SOFUOĞLU, Hikmet TANYU, Said BİLGİÇ, Cemal Oğuz ÖCAL, Cebbar ŞENEL, Hazma Sadi ÖZBEK, Nurullah BARIMAN, Fehiman ALTAN, Fazıl HİSARCIKLI, Saim BAKRAK ve Yusuf KADIGİL. Sevgili okurlar! Sözlerimi siyasi hayatımıza milliyetçiliği bir aksiyoner hareket olarak kazandıran, büyük dava adamı rahmetli Başbuğ Alparslan TÜRKEŞ’in şu tarihi sözleri ile bitiriyorum: “Diğer arkadaşlarımla beraber bana da vatan hainliği isnad edilmiştir. Bunu şiddetle reddederim. Ben yer yüzünde her şeyden çok milletimi ve vatanımı severim. Daima devletimin kabul ettiği prensiplere inandım ve onlara hürmetten ayrılmadım. Türk milliyetçisiyim, fakat iddia edildiği gibi ırkçı değilim…” Son söz: Günümüzde, Türk olup ta “Türküm” diyemeyen ve milliyetçiliği hâlâ ırkçılıkla bir görenlere ithaf olunur! Ne diyelim: Cenab-ı Allah, bu milleti korusun, yâr ve yardımcısı olsun!..