BİLİNÇ (şuur) aklın ve mantığın devrede olduğu duygu, düşünce ve eylemlerden sorumlu beyin
aktivesidir. Özetle etrafımızdaki herşeyi, olayları, insanları, dünyayı algılama yetisi, tabi kendimizi
de. Beş duyumuzla algıladığımız ve algıladığımızın farkında olduğumuz her şey bilinç alanındadır.
Bilincin özellikleri şöyle:
* Zaman algısı var, dün, bugün ve yarın şeklinde olayları sıralayabiliyor.
Çalıştığı zaman bir süre sonra yorulur, dinlenmesi gerekir.Hafızası kısa zamanlıdır.
BİLİINÇALTI ise sinir sistemiyle çalıştığı için, çok hızlı hareket eder. Kişilerin yaşadığı üzüntü,
korku, endişe, sevinç, memnuniyet ve alışkanlıklar gibi tüm duygular, deneyimler ve düşünülmeden
yapılan eylemler bilinçaltı tarafından kaydedilir. Üzerinde düşünülmeden yapılan her davranışın
bilinçaltı etkisiyle olmasına örnek olarak bir şoförün araba kullanması, ev hanımının yemek yapması
veya bir yerden başka bir yere gitmek için yürümek verilebilir. Bu durum otomatik bir pilotun uçağı
kullanması gibidir. (Carl Gustav Jung bilinçaltını bir kara kutuya benzetir.) Bu alan hem bir kayıt
hem de depolama alanıdır. Kişinin hayatı süresince yaşadığı travmalar ve kendisinden bile sakladığı
gizli arzular bu bölümde yer alır. Söylediğimiz sözler, kurduğumuz cümleler ve hatta seçtiğimiz
kelimeler bilinçaltını ve bilinci doğrudan etkiler. Davranışlarımız, düşüncelerimiz, alışkanlıklarımız,
sosyal ilişkilerimiz bu etkinin altında kalır. İnsan her zaman mutlu ve pozitif olamasa da olayları sakin
ele alıp farklı bir bakış açısı ile bakabilir. Olaylara bakış açısı, kişinin hayata bakış açısını da temsil
eder. Hayatına vereceği şekil, izleyeceği yol da buna göre belirlenir. Bu yüzden de pozitif olumlamalar
çok önemlidir. Büyüklerimizin sözleri vardır ‘’Kötü söyleyip kötüyü çağırma’’ o kadar doğru ki
atalarımız hiç bir şeyi boşa söylememiş…
Olumlama, belirli olaylara bakış açısını pozitif yönde değiştirmeyi hedefleyen pozitif ve tekrar eden
telkinlerdir. Kendinizi kendi karamsar ve olumsuz düşüncelerinizden koruyun. “ Ben şanssız bir
insanım “ “ Bütün kötü olaylar benim başıma gelir “ gibi genelleme yapıcı düşünceleri bırakın.
Dünyayı ve insanları çok ciddiye almayı bırakın. Kaygılı ve kötümser düşünmeyi bırakın. Düzenli
egzersizler yapın. Güzel şeylere odaklanın. Ufak bir şeyi bile büyütmeyi bırakın. Her şeye olumsuz
bakan devamlı dertlenen şikâyet eden insanlardan uzak durun. Sürekli olumlu bakan kişileri bulun. Bu
kişinin neler yaşadığına bakın.“Aslında benim hayatımda mutlu olduğum şeyler de var… “ cümlesini
kurun ve bütün enerjinizi iyiliğe, güzelliğe, mutluluğa odaklayın. Kötüyü değil iyiliği çağırın.