Kırıkkale’nin köklü ilçesi Keskin, 19. yüzyılın sonlarında Anadolu’nun ticaret ve sosyal yaşam açısından en hareketli yerleşimlerinden biri konumundaydı. “90’ın Kıtlığı” olarak anılan ağır döneme rağmen madencilik, tarım ve hayvancılık faaliyetleriyle güçlü bir ekonomik yapıya sahip olan Keskin’in nüfusu, 1883 tarihli Ankara Salnamesi’nde 18 bin 676 olarak kaydedildi.

Bu büyüklük ve canlılık, ilçenin iletişim altyapısını da geliştirmeyi zorunlu kıldı. 23 Kasım 1303 (1887) tarihinde Keskin’e telgraf hattı çekilmesi için ilk resmi girişim başlatıldı. Ankara Vilayeti’nin 1887–1888 yıllarında Sadaret’e gönderdiği yazılar sonucu çalışmalar hız kazandı ve kısa süre sonra telgraf hattı tamamlanarak Keskin’e ilk telgraf ulaştı. Telgraf ve posta hizmetlerinin yürütülmesi için Arif Efendi görevlendirildi ve ilçenin ilk Telgraf–Posta Memuru olarak tarihe geçti.

Bu dönemde, o zamanların kaza merkezi olan Maden Kasabası’ndaki eski Hükümet Konağı’nın kullanılamaz hale gelmesi üzerine yeni bir yapı inşa edilmesine karar verildi. Eski konağın yakınında devlete ait geniş bir alan belirlenerek bir inşaat komisyonu kuruldu. Komisyon başkanlığını Gürcüzade Abdullah Efendi, uygulama sorumluluğunu ise Arif Efendi üstlendi.

Halkın ve ileri gelenlerin katkılarıyla yürütülen çalışmalar sonucunda Hükümet Konağı, Telgrafhane, Belediye Dairesi, Hapishane ve Zabıta Dairesi aynı proje kapsamında inşa edilerek 13 Kasım 1894 tarihinde törenle hizmete açıldı. Açılışın en dikkat çekici noktası ise bu dev yapı topluluğunun devlet bütçesinden tek kuruş harcanmadan, tamamen halk desteğiyle tamamlanmış olmasıydı.

Zeki Müren’in Keskin’deki Unutulmaz Ziyareti
Zeki Müren’in Keskin’deki Unutulmaz Ziyareti
İçeriği Görüntüle

İnşaat sürecindeki gayretleri nedeniyle Arif Efendi, Mecidiye Nişanı ile ödüllendirildi. Ancak zamanla yapılar ihtiyaca cevap veremez hale geldi ve 1905 yılında yeni binaların yapılması kararlaştırıldı.

Arşiv belgeleri, 1894’te açılan bu tarihî yapıların bugün yıkımı planlanan eski Devlet Hastanesi’nin bulunduğu bölgeye yakın bir alanda yer aldığını gösteriyor. Söz konusu yapılar, Keskin’in Osmanlı’dan Cumhuriyet’e uzanan şehirleşme ve idari yapılanma sürecinin önemli simgeleri arasında değerlendiriliyor.

O dönem Ankara Vilayeti’ne bağlı bir kaza olan Keskin, günümüzde Kırıkkale’nin ilçesi olarak varlığını sürdürmektedir. Kırıkkale ise 1989 yılında il statüsü kazanarak Keskin ve çevresindeki yerleşimleri bünyesine katmıştır.

Kaynak: Haber Merkezi