Seyir Defteri’nin kıymetli okuyucuları  Kırıkkale Yahşihan Bayraktepe mahallesi Asude Şehir Sitesinden herkese merhaba tarih 2 Nisan 2023 Cumartesi bugün  40 senesini eğitime, öğretmenliğe adayan bir insan bugün yazmaya, üretmeye ömrünü adamış bir insan bugün Şehrimiz Kırıkkale’nin ve Ülkemizin değerli tarihçilerinden,Türk Ocaklarına yıllarını veren, Kırıkkale Şairler ve Yazarlar derneğine yıllarını veren Kırıkkale Şairler ve Yazarlar Antolojisinin  hazırlanmasında büyük emekleri olan

“ Tahtsız ve Bahtsız Şehzade Kutalmış” “Baltaoğlu Süleyman ve Fatih” “Asya’nın Kurdu Çiçi Han” eserlerinin yazarı

Sayın Ahmet Erdal Üstadım ile güzel bir röportaj yapacağız.

Üstadım unuttuğum  bir şeyvar mı?

Yakında yeni bir eser var mı?

Ahmet Erdal: Başar Bey öncelikle hoş geldiniz.

Türk’ün Türküsü Altaylardan Anadolu’ya-1

Türk’ün Türküsü Şahlan Sakarya-2

Tarihin Penceresinden Bakınca-3 adlı eserlerimde var. Baskıya hazır “Şamil ve Şamil” “Son Akıncı” ve “Mansur” bu kitaplarım hazır. Kısa zamanda inşallah okuyucuyla buluşacaktır.

Başar Özdemir: Üstadım eserlerinizi kaleme alış sürecini sormak istiyorum. Yorucu oluyor mu? Ben bu eseri bitiremeyeceğim  hissiyatına kapıldığınız oluyor mu?

Ahmet Erdal: Başar Bey ilk okul yıllarından beri yazmaya ve okumaya karşı büyük bir eğilimim var. Ortaokulda iken kendimce 130 sayfalık bir macera romanı kaleme almıştım. Sonradan çeşitli sebeplerle yakıldı buna çok üzgünüm. Lise yıllarında “Sorgun’un Sesi”gazetesinde muhabirlik yaptım, derleme şiirler yayınladım. Dolayısıyla yazmaya büyük bir hevesim var. Bu bize 6 basılmış kitap ve yayına hazır 3 kitap armağan etti. Ancak zaman zaman kitapları yazarken ümitsizliğe düştüğümüz oluyor sebebi de yayınevlerinin tamamen kâr amaçlı hareket etmeleri ve yazarların hiçbir yerden destek görmemeleridir. Bu vermiş olduğunuz emeğin heba edilmesine sebep olacak hissini veriyor ve bazen günlerce yazmadan bekliyorum. Ama şu umudumu da hiçbir zaman kaybetmiyorum verilen hiçbir emek boşa gitmez. Bir gün kitap raflarında ve sahaflarda yerini alır. Kitaplarımın okuyucuyla buluşması beni çok memnun ediyor. Maddi kazançtan ziyade manevi hazzı bütün emeğimin karşılığı olarak görüyor ve mutlu oluyorum. Ama eserlerimin devlet kütüphanelerinde yer alması ayrı bir gurur veriyor. Kırıkkale halk kütüphanesinde kitaplarımı görünce kaybolmuş evlatlara kavuşan bir babanın sevincini duyuyorum.

Başar Özdemir: Kırıkkale Şairler ve Yazarlar Antolojisi tanıtım gecesinde okuduğunuz “Şahin Bey Destanını” konuşmak isterim.Sözleri çok anlamlı birde sizin o destanı okurken duygu katmanız gerçekten çok etkileyiciydi. Şiir yazmak kadar okumak ta farklı bir meziyet olsa gerek. Ne söylemek istersiniz üstadım?

Ahmet Erdal: Türk’ün Türküsü isimli iki cilt Türk Tarihini destanlaştıran eserim benim içinde gurur kaynağıdır. O eserim lise yıllarında tarih konularını anlamak için kısa şiirler şeklinde yazardım işte o ders notlarımın bir araya getirilmesi “ Türk’ün Türküsü” adlı eserin doğmasına vesile oldu. Özellikle Kurtuluş Savaşı ve Cumhuriyet dönemini anlatan 2.cilt destanlarla doludur. Bunlardan “ Kara Fatma” “Kazım Karabekir” “ Sakarya” destanlarının yanında “Şahin Bey” destanı yer alır. Tamamen içten gelen duygular ile ve “Yavuz Bülent Bakiler” in “Şahin Bey şiirinden esinlenerek yazılan bir destandır. Dolayısıyla bende ayrı bir yeri var her fırsatta da “Yavuz Bülent Bakiler” in Şahin Bey şiirinin başlangıç kısmıyla birlikte okurum. Yavuz Bülent Bakiler o şiirinde

“Heeeyyyheeeyyy!

Antepliyim adım Şahin Bey Gardaş

Mavzer omzuma yük

Yumruklarımla dövüşeceğim

Yumruğum Türkiye kadar büyük”  mısraları beni çok etkilemişti. Bende “Şahin Bey” destanını onun üzerine yazdım.

Başar Özdemir: Yakın zamanda değerli başkanımız, üstadımız, Ağabeyimiz Şevket Özsoy Hocamızı kaybetmenin üzüntüsünü yaşadık. Çok seveni vardı Şevket Hocamızın bir değerimizdi bu röportajda onu da anmak istiyorum. Ne söylemek istersiniz Üstadım?

Ahmet Erdal: Kırıkkale Şairler ve Yazarlar derneği (KİŞYADER) kurucu başkanı Şevket Özsoy ile 30 yıllık bir dostluk ve arkadaşlığımız vardır. Kaybı bizim için çok acı olmuştur. Kendisi ile pek çok alanda birlikte hareket etme imkânı buldum. Bunlardan en önemlisi “Asya’nın Kurdu Çiçi Han” için bir imza günü düzenlemek için yola çıkıp Şevket Beyin gayretleriyle tek bir kitaplık imza gününü 45 yazarın katıldığı bir imza gününe çevirmemiz ve yine gayretleriyle Kırıkkale’ye ilk defa ulusal bir kitap fuarı düzenletmemiz olmuştu ve Kırıkkale’nin yetiştirdiği değerleri içerisine alan Antolojideki emeği hepimizden çoktur. Kendisini madden kaybettik ama yaptıkları ve dostluğuyla hep bizimle birlikte var olacaktır. Allah Rahmet Eylesin. Şimdi KİŞYADER’DEKİ onun görevini yüklenmenin ağırlığını duyduğumu ifade etmek isterim.

Başar Özdemir: Üstadım Kırıkkale üretme anlamında yazın dünyası anlamında bereketli bir yer, bu topraklar, bozkır bana yazdırıyor siz bu alanda ne düşünüyorsunuz? Coğrafya yazma konusunda bir şaire, yazara yön tayin eder mi?

Ahmet Erdal: Başar Bey düşünürler Coğrafya kaderdir demişlerdir. Dolayısıyla insanların doğup büyüdükleri coğrafya onların yaşayışı ve kültürlerini oluşturur. O testide yetişir, o testide pişer ve o testide üretir. Kırıkkale’de Türkiye’nin her bölgesinden her ilçesinden insanların toplandığı ve kültürlerin kaynaştığı bir yerdir. Dolayısıyla Kırıkkale’de Şair, Yazar, Ozan ve Ressam gibi sanatkârların doğup yetişmesi mucize değil tabii bir gelişimdir. 300.000 nüfusa sahip Kırıkkale’deki Şair ve Yazarları bir Antolojide toplamaya çalıştığımızda 300’ün üzerinde isim tespit edildi. Antoloji baskıya girdikten sonra bir o kadarda isim geldi ve bu bozkırın ne kadar verimli ve bereketli olduğunu gösterir. Nice şair, yazar, ressam ve sanatkârı bu topraklar kazandıracaktır.

Başar Özdemir: Hocam sizi hep trafikte görüyorum bunu söylemeden geçemeyeceğim çeşitli organizasyonlarda selamlaştık. Araya bir pandemi dönemi girdi sonrasında o koşturmaca içerisinde trafikte sizi gördüğümde selamınızı almak yüzünüzdeki tebessüm gerçekten bana çok samimi geliyor. Biz değerlerimizi  o samimiyeti kaybetmedik değil mi?

Ahmet Erdal: Başar Bey insanların aldıkları kültür ve yetiştikleri ortam onların davranışlarını etkiler. 40 yıllık bir öğretmenlik geçmişim var. Dolayısıyla her türlü insan ile karşılaşıyoruz ve bunlardan da değişik şekillerde etkilenmekteyiz. Öğretmenliğimin bana kazandırdığı en önemli özelliğim samimiyet ve zarafet olduğuna inanıyorum. Kötü insan yoktur. Kötü davranılan insan vardır. Atalarımız İnsan, insanın aynasıdır yani siz karşınızdakini nasıl görür davranırsanız aynı şekilde karşılaşırsınız. Türk kültürünün ve İslam ahlâkının en önemli yönü ise hoşgörüdür. “Yunus Emre”de  “ Hacı Bektaş” ta “Hacı Bayram Veli”de “Taptuk Emre” de bu hoşgörüyü açık olarak görebiliriz. Bizi de biz yapan kültür budur bu var oldukça insanımızın hoşgörü ve samimiyeti hep var olacaktır. Her şey aslına rücu( döner) eder.Günümüzde bu hoşgörü bu samimiyet kaybolmuş gibi görünse bile zamanı gelince güneşin doğuşu gibi tekrar ortaya çıkar.

Başar Özdemir: Üstadım parça, parça olsa bile kıyısından, köşesinden farklı şirketlerde, gemilerde  Denizcilik sektöründe çalıştım Denizlerde, Okyanuslarda ter döktüm, çalıştım. Edebiyat dünyası da büyük bir okyanus diyebiliriz. Bir şiir kitabım var  şu anda da bir roman üzerinde çalışıyorum. Bir dergiye şiirimi göndermek istiyorum lâkin kendi kendime diyorum ki adam boşver seni tanımazlar yayınlamazlar o şiiri diyorum.

Sizce bu ön yargının nedeni ne olabilir?

Ahmet Erdal: Başar Bey Harry Potter’ın yazarı “ J.R Talkien” kitabını 125 yayınevine göndermiş hiçbiri o kitabı yayınlamamış ve son yayınevi kitabı basmaya uygun bularak yayınladığında yazarın ifadesi 126.sında yayınlanmasa idi umudum kırılmayacaktı demiştir. Yazarın umudu bitince yazarlığı da biter bu sebeple bıkmadan, usanmadan, uğraşına devam etmesi gerekir. Bazı yazarların eserleri hep kendilerinden sonra şöhret olmuştur bu sebeple neyin ne zaman olacağını bilemeyiz ve sürekli denemeliyiz.

Başar Özdemir: Üstadım artık her röportajımın klasikleşmiş sorusunu sormanın vakti geldi farklı bir meslek yapsaydınız ne yapmak isterdiniz?

Ahmet Erdal: Başar Bey ben lisenin fen bölümünü bitirdim üniversite sınavında 476 puan aldım. Arzu etseydim Cerrahpaşa Tıp ve Ankara Hukuk oluyor idi ama ben 25 tercihimin 25 ini de Tarih olarak yaptım ve ilk tercihime gittim. Eğer tekrar dünyaya gelme durumum olsa yine Tarih öğretmeni ve Tarihçi bir yazar olurdum.

Başar Özdemir: Ahmet Hocam, Üstadım sizinle aynı derneğin bir parçasıyız lâkin az öncede belirttiğim gibi uzun bir sohbetimiz olmamıştı bu vesileyle röportaj teklifimi kabul ettiğiniz için teşekkür ediyorum. Unutulmaz bir sohbetti son olarak eklemek istedikleriniz var ise dinlemek ve eklemek isterim?

Ahmet Erdal: Değerli kardeşim Başar Bey başarılı  işlere imza atıyor. Bu imzasını şiir kitabı Aganta ile gördük yaptığı röportajlar ile de imzayı perçinlemiştir. Bana bu imkânı verdiğiniz için canı gönülden teşekkür ediyorum.

Başar Özdemir: Üstadım esas bana bu fırsatı verdiğiniz için ben sizlere teşekkür ediyorum.

Bugün Kırıkkale Yahşihan Bayraktepe mahallemizde Asude Şehir Sitesinde Kıymetli yazar, öğretmen, tarihçi Sayın Ahmet Erdal Beyefendi’nin misafiri olduk. Unutulmaz bir sohbetti bu arada Asude Şehir Sitesinin değerli sakinlerine ilgi, alaka ve muhabbetleri için teşekkür ediyorum. Seyir Defteri Kırıkkale’mizin değerleriyle devam ediyor.


window.innerHeight) { button.classList.add('show'); } else { button.classList.remove('show'); } }); // Tıklanınca yukarı kaydır document.querySelector('.go-top').addEventListener('click', function (e) { e.preventDefault(); window.scrollTo({ top: 0, behavior: 'smooth' }); });