Kırıkkale Üniversitesi Hemdert Topluluğu ile Bilim ve Sanat Topluluğu tarafından “Türkiye Yüzyılında Çevirmenlik Mesleğinin Evrimi: Geçmiş, Günümüz ve Gelecek” konulu etkinlik düzenlendi. Prof. Dr. Yusuf Polat ve Doç. Dr. Sezer Yılmaz’ın konuk olduğu programa akademik ve idari personelimiz ile öğrencilerimiz katıldı.

879874564679

“Çeviribilime Genel Bir Bakış” adlı sunumunu dinleyenlerle paylaşan Prof. Dr. Yusuf Polat, “Teknoloji ile çeviride 3 temel şey değişti. Çeviri; aşırı emek gerektiren bir iş iken artık çevirinin aşırı emek getiren kısmı bitti. Aşırı zaman harcama gerektiren bir iş iken teknoloji ile bu kısmı da bitti.  Geriye hem hızlı yapıyoruz hem daha az emek harcıyoruz derken bunun sonucu olarak hem de daha nitelikli işler çıkarmış oluyoruz. Nasıl? Yapay zekâ sayesinde. Eğer yapay zekâ bu işi yapabiliyorsa bize ne gerek var? Şunu hiç unutmamak gerekir hesap makinesi icat edildiğinde matematik ortadan kalkmadı; daktilo icat edildiğinde okuma- yazma, eğitim ortadan kalmadı. O zaman biz ne yapacağız?  Çeviri dediğimiz bir süreç. Bilgiyi alımlıyoruz, yorumluyoruz, anlamlandırıyoruz, seçenekleri belirleyip karar veriyoruz. Süreç hiçbir zaman tamamlanmıyor ve son olarak denetlenmesi gerekiyor. Çevirinin bitmiş olması için denetleme muhakkak olması gerekir. Bunu yapabilecek nitelikte çevirmenlere ihtiyaç var.” diye konuştu.

45649787456464

Prof. Dr. Yusuf Polat, “Çeviriden söz edildiğinde tarihsel süreçte ilk tartışma, çeviri acaba bir bilim mi yoksa sanat mı? Tartışmasıyla başlamıştır.  Nedensiz bir tartışma değil çünkü bireyler dil öğrendikten sonra hemen herkesin aklına çeviri yapmak geliyor. Bazıları beğeniliyor bazıları beğenilmiyor. Çok karmaşık çok yönlü bir çalışma alanı olduğu için ilk sorulan soru çeviri bilim midir sanat mıdır? Olmuştur. Sonuç olarak varılan nokta, çeviri ve diğer alanlarının tamamı her zaman iki ana alan etrafında durmuştur.  Kuramcıların çalıştığı kuramsal alan; diğeri ise uygulamacıların çalıştığı uygulama alanı. Döngüsel olarak birbirlerini desteklerler. Hal böyle olunca çeviri kuramları da böyle gelişmiştir. Bilinçli bir çevirmen olmak için, derin yapı, yüzey yapı, dönüşüm, temel dönüşüm, zorunlu dönüşüm gibi çok önemli kavramlar var. Eğer bunlar öğrenilirse bilinçli bir çevirmen olabilirsiniz.” dedi.

784654641235467987

 Doç. Dr. Sezer Yılmaz, “Yapay Zekâ Tabanlı Makine Çevirilerinde Yeni Trendler: Geleceğin Yenilikçi Yaklaşımları” adlı sunumunu dinleyenlerle paylaştı. Doç. Dr. Sezer Yılmaz, “Teknolojinin gelişmesiyle birlikte yapay zekâ pek çok alanı etkiledi. Hukuk, tıp, endüstri, finans gibi alanları etkilemiştir ve etkilediği diğer bir alansa çeviri alanıdır. Bu durum çevirmenlerin bir kısmını kaygılandırırken aslında çeviri dünyası önemli bir aşama kaydetmiştir.  Bu açıdan makine çevirisinin tarihçesi hakkında bilgi sahibi olmakta fayda var. Makine çevirileri ile ilgili ilk çalışmalar Amerika Birleşik Devletleri’nde, 1950’lerde başladığı bilinmektedir. 1952 yılında ilk makine çevirisi konferansı düzenlenmiş ve Ocak 1954te ilk çeviri sistemi gösterimi yapılmıştır. 1954’te yapılan Georgetown deneyi Georgetown ve IBM ortaklığıyla gerçekleştirilen bir deney. Bu sistemin hafızasında 6 gramer kuralı ve 250 kelime vardır. 1950’li yıllarda yapay zekâ ile ilgili çalışmalar ayrı bir araştırma alanı olarak kabul edilmeye başlanmıştır. Makine çevirilerinde çıktı kaliteleri makine çeviri modellerine göre farklılık arz etmekte ve modeller geliştirildikçe çıktı kaliteleri artmaktadır. Söz konusu modeller yazılım geliştiricileri ve çevirmenlerin iş birliği ile geliştirilmektedir. Makine çevirilerini genel olarak 3 başlıkta inceleyebiliriz. Birincisi kural tabanlı makine çevirisi, istatistiksel makine çevirisi, nöral(sinirsel) makine çevirisi yani yapay zekâ destekli çevirisidir.” dedi.

746787974564646784654641235467987

Makine çevirilerinin avantajları ve dezavantajlarına değinen ve yapay zekânın çevirmenin yerini alıp almayacağını dinleyenlere ifade eden Doç. Dr. Sezer Yılmaz, “Makine çevirilerinin avantajları; çeviri süresini daha hızlı tamamlayarak zaman tasarrufu sağlayabilir, insan çevirisine göre daha maliyetsiz veya daha az bir maliyetle çeviri çıktısı sunabilir, son teknolojilerle beraber kendini sürekli geliştirebilir. Dezavantajları ise kültürel değerlere ve normlara uygun çeviri sunmayabilir, İngilizce dışındaki Arapça- Türkçe vb. dillerin yapılarını tam olarak çözümleyemediği için zayıf çeviriler sunabilir. Yapay zekâ, çevirmenin yerini alır mı sizce? ChatGPT gibi dil modelleri, çeviri modellerinde yardımcı olabilir ancak tam anlamıyla bir çevirmenin yerini alması mümkün değildir. Dil modelleri, geniş bir dil bilgisi dağarcığına sahip olsalar da dilin inceliklerini, kültürel bağlamlarını ve dildeki kelime nüanslarını tam olarak anlaması ve doğru bir şekilde çevirmesi konusunda kısıtlamaları vardır. Yapay zekâ destekli çeviri teknolojileri, dil çevirisi süreçlerini otomatikleştirmek ve hızlandırmak için kullanılan teknolojik araçları içerir. Bu teknolojiler, geleneksel çeviri yöntemlerine göre daha hızlı ve geniş kapsamlı çeviri yapma yeteneğine sahiptir. Mütercim ve tercümanlık eğitiminde öğrencilere bu teknolojileri etkin bir şekilde kullanma becerisi kazandırmak onların rekabet avantajını artırabilir. Genel olarak yazılımların tasarım dili İngilizce olduğu için Arapça ve Türkçe dillerinde İngilizcede olduğu kadar verim alınmayabilir. Dillerin yapıları yapay zekâ destekli çeviri çıktılarının kalite oranını değiştirmektedir. Arapça Türkçe özelinde yapay zekâ çıktılarının birçok diğer dille oranla daha küçük kalitede çıktığı söylenebilir. Bunun muhtemel sebebi dillerin yapıları ile ilişkilendirilmektedir. Türkçenin eklemeli bir yapısının olması ve karmaşık zaman kiplerine sahip olması yapay zekâ çıktılarının kalitesini etkileyecek gerekçeler arasında yer almaktadır.” şeklinde konuştu.

Konuşmaların ardından program, toplu fotoğraf çekimi ile son buldu.

Kaynak: Kırıkkale Üniversitesi