Kırıkkale’nin Keskin ilçesine bağlı Danacıobası Köyü, 1980 yılında yaşanan yürek yakan bir facianın merkez üssü olmuştu. O yıl düzenlenen bir nişan töreninde meydana gelen tüp patlaması, Türkiye'nin kırsal hafızasında derin izler bırakan trajedilerden biri olarak hafızalara kazındı.

Yaklaşık 100 kişinin bir araya geldiği bu özel gün, bir anda karanlığa gömüldü. Patlama sonucu çıkan yangında tam 97 kişi hayatını kaybetti. Olay, yalnızca köyü değil, tüm Kırıkkale’yi yasa boğdu. Hayatını kaybedenlerin çoğu aynı köyden, akraba ya da komşuydu. Aileler birden çok ferdini kaybetti, bazı haneler tamamen yok oldu.

Facianın yaşandığı ev hâlâ ayakta. Bugün bile köy halkı tarafından “acı ev” olarak anılan bu yapının önünden geçerken sessizlik hâkim oluyor. O günün tanıkları için yaşananlar hâlâ taze; gözlerdeki hüzün, hafızalardaki yangın kadar canlı.

O felakette tam 13 yakınını kaybeden ve bugün 89 yaşında olan bir köy sakini, o günü anlatırken gözyaşlarını tutamıyor:

“Çocuk, gelin, yaşlı demeden gittiler. Herkesin bir akrabası oradaydı. Biz o gün sadece yakınlarımızı değil, köyümüzün ruhunu da kaybettik.”

Yetkililerce olay sonrası geniş çaplı bir inceleme başlatılmış, ancak o dönem imkânların yetersizliği ve köy yerinde kitlesel bir felaketle başa çıkmanın zorluğu, acının daha da derinleşmesine neden olmuştu.

"Ateş düştüğü yeri yakar" sözü, Danacıobası Köyü’nde bu olayla tam anlamını buldu. Kırıkkale’nin tarihine kara bir leke gibi geçen bu olay, yıllar geçse de unutulmadı. Her yıl o günün yıldönümünde, köy sakinleri hayatını kaybedenler için dualar okuyor, o büyük acıyı kalplerinde yaşatıyor.

Kaynak: Haber Merkezi