Kırıkkale’nin Yahşihan ilçesine bağlı Irmak Köyü’nde, 1970’li yıllara ait bu kare geçmişe dair sade ama güçlü bir hikâyeyi anlatıyor. Rayların kenarında dizilmiş çocuklar, arkada yükselen kömür yığınları ve dumanlar içinde ilerleyen tren… Her ayrıntı, o dönemin hayatını, emeğini ve umudunu taşıyor.
O yıllarda Irmak, bugünkü gibi sessiz bir köy değil, demiryolunun kalbinin attığı bir kasabaydı. Trenin sesi günün her saatinde duyulur, raylar yalnızca yük değil, hayat taşırdı. Kömür kokusu, buharın sıcaklığı ve demiryolu işçilerinin emeği, bölge halkının yaşamına ritim katardı.
Fotoğraftaki çocukların yüzündeki merak, kıyafetlerindeki sadelik ve rayların kenarında bekleyişleri, bir dönemin ruhunu yansıtıyor. Irmak İstasyonu, o yıllarda sadece bir ulaşım noktası değil, insanların birbirine kavuştuğu, ayrıldığı, hikâyelerin yazıldığı bir yerdi.
Bugün Irmak artık o kalabalık günlerinden uzak, Yahşihan’a bağlı küçük bir köy. Ancak bu kare, hem Kırıkkale’nin hem de Türkiye’nin demiryolu tarihine sessiz bir tanıklık olarak geçmişin sıcaklığını bugüne taşıyor.




