Türkiye’nin sanayi tarihine damga vuran “ilk yerli çelik rayın üretimi”, Kırıkkale’de kurulan Çelik Fabrikası’nın öncülük ettiği unutulmaz bir başarı olarak tarihteki yerini koruyor. Türkiye’nin ilk metalürji mühendisi ve Makine Kimya Endüstrisi Genel Müdürü Selahattin Şanbaşoğlu, o dönemin zorluklarını ve başarı öyküsünü yıllar sonra detaylarıyla aktarmıştı.

Şanbaşoğlu’nun anlattıklarına göre 1932’de Kırıkkale, henüz sanayileşme yoluna yeni adım atan küçük bir yerleşim yeriydi. Askerî fabrika sahası dışında sadece 13 evin bulunduğu, yolun olmadığı, haftada yalnızca iki trenin geçtiği ve gazetelerin dahi gelmediği bir bölgeydi. Fabrikaya giden yollar çamur içindeydi ve çalışanların çoğu köylerden eşekle veya yaya geliyordu.
1929 yılında temeli atılan Kırıkkale Çelik Fabrikası, 1932’de hizmete girerek Türkiye’nin vasıflı çelik üretiminde ilk büyük adımını attı. Siemens-Martin ocakları, elektrik ark ocağı, dökümhane ve haddehanelerden oluşan tesis, saç, lama, yuvarlak ve dört köşe malzemelerin üretilebildiği modern bir yapıydı.
Başlangıçta tüm personel tecrübesizdi ve kütlesel üretim yapmakta zorlanılıyordu. Ancak Soka firmasında çalışmış ustabaşı Harlas’ın fabrikaya gelmesiyle süreç ivme kazandı. Ray üretiminin incelikleri bu usta sayesinde öğrenildi.
1932 yılı Haziran ayında ray üretimi denendi ancak Devlet Demiryolları sipariş vermediği için üretim hayata geçirilemedi. Bayındırlık Bakanı Ali Çetinkaya’nın devreye girmesiyle siparişler zorunlu olarak Kırıkkale’ye yönlendirildi. Ancak yapılan rayların kalitesine güvenilmedi ve test için İsveç’e gönderildi.
Sonuç, Türkiye için bir dönüm noktası oldu:
Kırıkkale’de üretilen raylar, Alman raylarından dört kat daha dayanıklı çıktı. 1936’da bu sonuç açıklanınca tüm tereddütler giderildi ve Kırıkkale’nin başarısı resmen tescillendi.
Ray üretimi 1940 yılına kadar Kırıkkale’de devam etti ve daha sonra Karabük’e devredildi. Bu süreç, Türkiye’nin yerli üretim tarihinde hem sanayi gücünü hem de mühendislik becerilerini kanıtlayan önemli bir adım olarak hafızalardaki yerini koruyor.
Selahattin Şanbaşoğlu'nun bu anısı Makine Kimya Kurumu'na ait Ankara'da İmalat-ı Harbiye müzesinde sergileniyor




