Merkez Bankası, son 7 ay içinde faiz oranlarında gözle görülür bir artışa gitti. Faiz oranları, haziranda yüzde 15 seviyelerindeyken, temmuzda yüzde 17.5'e, ağustosta yüzde 25'e, eylülde yüzde 30'a, ekimde yüzde 35'e ve kasımda yüzde 40'a yükseldi. Aralık ayı itibariyle ise faiz oranları yüzde 42.5 seviyelerinde seyretmekte.
Bu durum, halkın yatırım yapmak yerine paralarını bankalarda faizlerle değerlendirmeye yönlendirdiği bir tabloyu ortaya koyuyor. Yüksek faiz oranları, tasarruf sahiplerini güvenli liman olarak gördükleri bankalara yönlendiriyor. Ancak, bu durumun iç piyasadaki ticareti olumsuz etkilediği gözlemleniyor.
Yüksek faiz oranları, bir yandan enflasyonla mücadele amacı taşırken, diğer yandan da iç piyasada likiditeyi azaltarak ticareti olumsuz etkileyebilir. Yatırımcıların faiz getirisi elde etmeye odaklanması, reel sektördeki işletmelerin finansman maliyetlerini artırabilir ve ekonomik büyümeyi olumsuz etkileyebilir.
Bu durum, Türk lirasının dolar ve euro karşısında değer kaybetmesini önlese bile iç piyasadaki ticareti kısıtlayarak ekonomik dengeleri etkileyebilir. Faiz politikalarındaki değişiklikler, ekonomik aktörler arasında yakından takip edilen bir konu olmaya devam edecek gibi görünüyor.