İftar sofralarında gıda israfı yapılmaması yönünde Türkiye'de de başta Diyanet İşleri Başkanlığı olmak üzere çeşitli kurum ve kuruluşlar tarafından uyarılarda bulunuluyor.
Ramazanda israfa yönelik öğrencileriyle çeşitli çalışmalar yürüten Malezya İslam Uluslararası Üniversitesi Vahiy ve Beşeri Bilimler Fakültesi İngiliz Dili ve Edebiyatı Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mahmudul Hasan, konuyla ilgili AA muhabirine değerlendirmelerde bulundu.
Müslümanların, inançlarının yüklediği sorumluluklar doğrultusunda çevreye daha duyarlı olmaları gerektiğini ifade eden Hasan, "Halife terimi, Kur'an-ı Kerim'de insan için kullanılır ve birçok ayette geçer. Halife temsilci demektir. Yani eğer insan yaratıcının temsilcisiyse gezegene, çevreye bakmak onun sorumluluğundadır." dedi.Ramazan ayında artan gıda ve plastik atığın çevreye ve kaynaklara verdiği zarara değinen Hasan, şunları söyledi:
"Örneğin Malezya gibi Müslümanların çoğunlukta olduğu bir ülkede ramazanda gıda israfı yüzde 15 artıyor. Mısır'da ise gıda israfının ramazanda yüzde 20 arttığı belirtiliyor. Bu büyük bir çelişki, daha az tüketmemiz ve daha az israf etmemiz gerekiyor. Ne yazık ki ramazan ayında insanlar daha çok tüketiyor ve daha çok israf ediyor gibi görünüyor."
Özelikle ramazanda kaynak kullanımına özen gösterilmesi ve ramazan sofralarının ziyafet sofralarına dönüşmemesi gerektiğini vurgulayan Hasan, israf edilen gıdanın gezegenin üzerinde fazladan bir yük olduğuna, tek kullanımlık plastikler başta olmak üzere ambalaj ürünlerinin çevreyi kirlettiğine dikkati çekti.Hareketin kurucusu Kori Majeed, İslam'ın geniş bir coğrafyaya yayıldığını, her kültürün tüketim alışkanlıklarının farklı olduğunu ve bu nedenle israfın da çeşitli şekillerde ortaya çıkabildiğini ancak bu durumun İslam'ın israftan kaçınılması gerektiği yönündeki öğretileriyle ters düştüğünü söyledi.
İftar sofralarında tek kullanımlık plastik tabakların, plastik şişelerin çok fazla tercih edildiğine vurgu yapan Majeed, şunları kaydetti:
"Bunu fark ettiğim ilk ramazan ayında camideydim, ezanın okunmasını bekliyordum. Masada tek kullanımlık tabaklarda yiyecekler vardı. İnsanlar oruçlarını bu yiyeceklerle açıp hemen peşinden ellerindeki kapları çöpe atıyorlardı. O an bir aydınlanma yaşadım. Bunu oradaki herkes yapıyordu ve bu, 29 gece daha benim olduğum camide ve ABD'deki diğer camilerde yaşanacaktı. Ben de önce ailemden başlamak üzere herkese bunun yanlış olduğunu anlatıp bir değişim hareketi oluşturmaya karar verdim."