Kırıkkale Üniversitesi Psikolojik Danışma ve Rehberlik Topluluğu tarafından öğretmen adayı öğrencileri bilgilendirmek amacıyla Nurettin Topçu Konferans Salonunda ‘Çocuk Cinsel İstismarı ve Hukuki Boyutu’ konulu konferans düzenlendi. Üniversite Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Uğur Ersoy’un konuşmacı olarak yer aldığı etkinliğe öğrenciler, akademik ve idari personel katıldı.AŞAĞILANMA VE ELEŞTİRİLMEKTEN KORKABİLİYORLARTarihsel olarak bakıldığında çocuğun cinsel istismarısuçunun çok eskilere dayandığını ifade eden Doç. Dr. Uğur Ersoy, “Günümüzdemodern toplumun bu konu üzerinde durmasının en önemli etkenlerinden biri1970’li yıllarda Amerika Birleşik Devletlerinde birden artan çocuk istismarvakaları olmuştur. Sonrasında da çocuk istismarı, dünya toplumunun üzerinde önemle durduğukonulardan biri olmuştur. Gerek Türk Ceza Kanununa gerekse taraf olduğumuzuluslararası sözleşmelere göre 18 yaşını doldurmamış olan herkes çocuktur. Cezahukukunda cinsel istismar, çocuğun rızası olmadan, fesada uğratılmış biriradeyle rızası alınarak veya psikolojik, fiziksel ya da başka bir şekildebaskıya maruz kalarak cinsel amaçlar için kullanılması olarak tanımlanır.Cinsel istismarda çocuk bir obje konumuna indirgenmektedir. Cinsel istismarauğrayan çocuklar kendilerine karşı gerçekleştirilen fiilin, davranışların doğruolmadığının farkında olsalar bile fiili gerçekleştiren kişi ile arasındaki bağveya korku nedeniyle olayı açıklayamayabilirler. Cinsel istismara uğrayan çocukların,kendilerine inanılmayacağını düşündükleri için yaşadıkları olayı uzun yıllarsöylemedikleri görülmektedir. En çok karşılaştığımız durum da budur. Başlarınınbelaya gireceğinden, istismarcının tehdidinden, dışlanmaktan, aşağılanma veeleştirilmekten korkabiliyorlar. Ensest vakalarında çocukların istismarcıyıkoruma güdüsü ile hareket ettiğini de görüyoruz. Kendisine karşı yapılan cinseldavranışların yanlış olduğunu da bilemeyebilir. Bu duruma ilişkin ne yazık kiçok sayıda olay var. İstismarın boyutunun derecesi ve sıklığı artınca, mağdurunbilinçlenmesi ve hukuki haklarının farkında olmasıyla birlikte genellikleyaşadıkları durumu başkalarıyla paylaşıyorlar” dedi.HÂKİM KARŞISINDA BULABİLİRSİNİZÇocukların suçun faili veya mağduru olması durumunda öğretmeninizlemesi gereken hukuki süreci anlatan Doç. Dr. Uğur Ersoy, “Hukuk sistemimizdeher vatandaşımızın belirli hak ve yükümlülükleri vardır. Eğitim alma, sağlıkhizmeti alma, ihbar ve şikâyet hakkı gibi. Benzer şekilde kişilerin belirlisuçları öğrenmeleri durumunda bu suçları belirli makamlara ihbar etmeyükümlülükleri olduğunu bilmemiz gerekiyor. Bu yükümlülük hepimiz için geçerlidir. Çocuklara karşı işlenen suçlarınihbar edilmesi bakımından Türk Ceza Kanununun 278. maddesinin üçüncü fıkrasındaözel bir durum düzenlenmiştir. Çocuğun mağdur olduğu suçun yetkili mercilerebildirilmemesi daha ağır ceza verilmesini gerektiren bir durum olarak karşımızaçıkmaktadır. Yine çocuk koruma kanununun 6. maddesinin 1. fıkrasında adli veidari merciler, kolluk görevlileri, sağlık ve eğitim kuruluşları, sivil toplumkuruluşları korunma ihtiyacı olan çocuğun Sosyal Hizmetler ve Çocuk EsirgemeKurumuna bildirmekle yükümlü olduğu belirtiliyor. Sizler de buradaki eğitimkuruluşlarının içerisinde yer alacağınız için yükümlülüklerinizi bilmenizgerekiyor. Bir öğrencinin bir öğrenciye karşı suç işlediğini biliyorsanızdurumu okul müdürüne ileterek sorumluluktan kurtulabilirsiniz. Ancak çocuk ailesi içinde ya da başka birkişi tarafından istismara uğradığını söylüyorsa okul müdürüne bildirimdebulunarak sorumluluktan kurtulamazsınız. Çünkü öğretmenin öğrenciye, öğrencininöğrenciye karşı gerçekleştirdiği bir suçta okul müdürünün, öğretmen ve öğrencihakkında disiplin soruşturması başlatma yetkisi vardır ancak çocuğun ailesindenbir kişi hakkında ya da üçüncü bir kişiyle ilgili soruşturma başlatma yetkisiyoktur. Bu durumda kolluk kuvvetlerine bilgi vermezseniz kendinizi hâkimkarşısında bulabilirsiniz” dedi.CEZAİ SORUMLULUĞU VARDIRDoç. Dr. Uğur Ersoy, çocukların cezai sorumluluklarıhakkında bilgi vererek, “12 yaşını doldurmamış bir çocuğun cezai sorumluluğuyoktur. Suçun faili olmazlar ancak mağduru olurlar. 12-15 yaş aralığındakiçocuğun kusur yeteneği yoksa 0-12 yaş arasında gibi değerlendirilir ve cezaisorumluluğu yoktur. Eğer kusur yeteneği varsa indirilmiş cezai sorumluluğuvardır. Kusur yeteneği kendisine karşı yapılan fiilin ya da başkasına karşıyaptığı fiilin hukuki anlamını ve sonuçlarını algılama yeteneğinin gelişmişolmasıdır. Bununla bağlantılı olarak da davranışlarını buna göre yönlendirmeyeteneğinin de gelişmiş olması demektir. 15-18 yaş arasında kusur yeteneğiolduğu kabul edilir ancak verilecek cezalarda belli oranlarda indirimyapılır. 18 yaşını doldurmamış bir şekildesuça karışmış olan çocuklara şüpheli veya sanık değil ‘suça sürüklenen çocuk’deriz” şeklinde konuştu.Konferans, Doç. Dr. Uğur Ersoy’un sorularınıcevaplaması ile sona erdi.
Muhabir: TE Bilisim