Türk milletinin bağımsızlık yolunda yazdığı en büyük kahramanlık destanlarından biri olan Büyük Taarruz’un üzerinden 103 yıl geçti. 26 Ağustos 1922 sabahı, Başkomutan Mustafa Kemal Atatürk’ün emriyle Afyon Kocatepe’den başlayan bu taarruz, Anadolu’nun işgalden kurtuluşunun önünü açtı ve Cumhuriyet’e giden yolu belirledi.
Ağır yokluklar ve imkânsızlıklar içinde hazırlanan plan, Atatürk’ün askeri dehası ve milletin azmiyle birleşerek tarihin seyrini değiştirdi. Türk ordusu, yalnızca işgalci güçleri değil, aynı zamanda teslimiyet düşüncesini de bozguna uğrattı. 30 Ağustos’ta Dumlupınar’da kazanılan kesin zafer, Büyük Taarruz’un nihai sonucu oldu.
Atatürk, bu harekâtla yalnızca bir askeri zafer kazanmadı; Türk milletine özgüvenini, bağımsızlık inancını ve kendi kaderini tayin etme hakkını geri verdi. Büyük Taarruz, onun “ya istiklal ya ölüm” kararlılığının fiili yansımasıydı.
Bu zaferin ardından Atatürk şu sözleriyle kararlılığı özetlemişti:
“Ordular! İlk hedefiniz Akdeniz’dir, ileri!”
Bu emir, yalnızca askeri bir yönlendirme değil, aynı zamanda milletin özgürlüğe yürüyüşünün simgesiydi.
Her 26 Ağustos’ta olduğu gibi bu yıl da Büyük Taarruz, bağımsızlık ve özgürlüğün simgesi olarak hatırlanıyor. 103 yıl önce verilen o büyük mücadele, hâlâ milletin yüreğinde aynı kararlılıkla yaşıyor.
Başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, tüm silah arkadaşlarını ve bu vatan uğruna can veren aziz şehitlerimizi rahmet, minnet ve saygıyla anıyoruz.
