İç huzursuzluk, can sıkıntısı, endişe, elem, tasa, kaygı, üzüntü, korku, tartışma, kavga, anne-baba vb. ailevi sorunlar başta olmak üzere benzeri diğer sorunları fazla dert etmek gibi olumsuz durumlar insanda iştahsızlık, neşesizlik yaratır. Bunun sonucu kişide yaşama, hayata, çevreye karşı bir isteksizlik, karamsarlık, iştahsızlık ve moral bozukluğu olur. Morali bozuk insanın isteği ve hareketi azalır. Hareketi azalan vücudun dış hava şartlarına olan direnci zayıflar, iş azmi, yaşam şevki kırılır. Düzensiz, randımansız, yarı uykulu durum ortaya çıkar. Hem evde hem iş yerinde başarısızlıklar yaşar.
Tüm bu olumsuz, negatif duygular kişinin vücut kalkanını (bağışıklık sistemini) zayıflatır, vücudu hastalıklara açık hale getirir. Her türlü hastalık vücut direnci zayıf olanı yakalar. Vücuduna iyi bakan insanın hiç hastalanmadan ömür boyu sağlıklı yaşayabileceği Hipokrat başta olmak üzere diğer bilim adamları ve filozoflarca ispatlanmıştır. Dünyanın önde gelen tıp ve sağlık otoriteleri ve uzmanlarına, bilim insanlarına göre bir insanın 130 yıl hiç hastalanmadan yaşamaya uygun yaratıldığı görüşüne varılmıştır.
“Can boğazdan gelir, yeme adamı iki adam etmez ama iyi bir adam eder, duvarı nem adamı gam yıkar.” gibi toplumda genel kabul görmüş deyimler vardır. Stresli, üzüntülü, gamlı, kederli insan güçlü olamaz. Bu görüş bilimsel olarak da ispatlanmıştır. Latinlerin “sağlam kafa sağlam vücutta bulunur.” meşhur sözü vücudu sağlam olmayanın kafasının da sağlıklı olmayacağını yani ruhsal olarak kafası karışık olacağını anlatır.
Bu yüzden hem ruhsal, hem fiziksel olarak güçlü, sağlıklı birey olabilmenin yolu tartışmasız, kavgasız, stressiz bir ortamda, iyi beslenme, sakin ruhsal durum, iç huzurla ve uyumlu birliktelikle sağlanır. Uyumlu insan ayakta kalır. Mutluluk içten gelir. Mutlu insan sağlıklı insandır. Sağlıklı insanda adı üstünde sağlıklıdır, kolay kolay hasta olmaz. Mutlu ve sağlıklı insan hem kendine, hem ailesine, hem vatana-millete ve tüm insanlığa faydalı, bal arısı gibi çalışan, üretken ve faydalı insandır.
Hasta insan ise başkasının bakımına, maddi manevi desteğine ihtiyacı olan, en yakınlarının birikimlerini tüketen, hem kendine hem ailesine hem de topluma ve ülkesine faydası dokunmayan, zararlı, eşek arısı gibi başkalarının birikimlerini ve değerlerini tüketen asalak insandır.