TÜRKÇE SEVENLER LİSESİ;ÇERİKLİ LİSESİ!..

Abone Ol

Kırıkkale’mizin Delice kazasına bağlı bir belde; Çerikli… Yozgat-Sivas karayolu ile Kayseri-Adana demiryolu, bu beldenin tam ortasından geçer. Diğer Anadolu insanı gibi aza kanaat eden, devletine ve milletine her şartta yürekten bağlı, bağrı yanık kişileri sinesinde barındıran mütevazi bir belde Çerikli!.. Bu günlerde yerel basında, adından sıkça söz ettiren bir belde Çerikli… Daha doğrusu Çerikli’yi gündeme taşıyan Çerikli Lisesi! Geçen günlerde, bu mütevazi güzide okulumuzun bir etkinliğine davetli idik. Kırıkkale Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Anafartalar Salonu’nda ortaya konan programın adı da bu güzel okulumuzun misyonunun bir özeti idi sanki!.. “Anadolu Sevdası!..” Kıymetli okurlar! Yukarıda da adından bahsettiğimiz, Anadolu’muzun küçücük, şirin bir beldesinde eğitim ve öğretim faaliyetini yürüten Çerikli Lisesi’nin 8 öğretmeni ve toplam 98 öğrencisi var. Lisemiz, aslına bakarsanız -geçen aylarda- kendi boyundan büyük bir projeye imza attı! Kendilerini “baba okul” olarak isimlendiren, birçok okulumuzu da kıskandıracak nitelikte “millî” bir kampanyayı başlattı. Son derece anlamlı bu kampanyanın adı da bir mesaj niteliğinde: “Benimle Türkçe konuşur musun?!..” Sevgili okurlar! Saygıdeğer okul müdürümüz Mustafa Ayhan’ın açılış konuşmasında ki; “'Çarşıda pazarda gezerken, Türkçe olmayan kelimeleri görünce, kendimizi sanki yabancı bir ülkede sanıyoruz…” sözleri hâlâ kulaklarımızda yankılanıyor!.. Günümüz Türkiye’sinde, güzel Türkçe’mizin içine düşmüş/düşürülmüş hâli, yürek burkan cinsten değil mi sizce?.. Çarşıda pazarda konuşulan dil, Türkçe mi?.. Büyük şehirlere gitmeye, bütün Türkiye’ye bakmaya gerek yok! Yaşadığımız ve milliyetçi-muhafazakâr kimliği ile öğündüğümüz Kırıkkale’mizin ana caddelerindeki mağazalarının vitrin ve tabelâlarındaki isimlere bir bir bakınız Allah aşkına!.. Sayınız, kaç tanesi Türkçe?!.. AB(D)’nin dayatması ile, sözde “açılım” rüzgarına kapılarak, “millîlik” adına ne varsa hemen her şeyimizi tartışmaya açtık! Böylelikle “bizi biz yapan” değerlerimizi de reddederek, aslında bir bakıma “bizler” “ayrıştırılma”dık mı?.. 

 Bin yıllık kardeşliğimizi yok edecek “iki dilli hayat”a sizce ne demeli?!.. Bu proje kimin eseri?.. Farklı farklı diller de eğitim ve öğretim yapılarak, “millî birlik ve bütünlük” hiç sağlanır mı?.. Parçalanarak, bölünerek bütünleşmek dünyanın neresinde görülmüş?!.. Aziz okurlar! Karamanoğlu Mehmet Bey’in Türkçe’yi resmi dil olarak ilânının 734. yıl dönümünü idrak ettiğimiz bu günlerde, “Türkçe’miz”in içerisine düşmüş olduğu tablo, ne yazık ki içler acısı!.. Batıl(ı) dostlarımıza(!) şirin gözükmek ve onlara karşı “Yüksek Sadakat”imizi ispatlama uğruna; güzel Türkçe’mizi de hafife alarak, bu Müslüman Türk milletinin İngilizce bir parça ile erovizyonda temsil edilmesine imkân ve fırsat veren devlet erkânına ne demeli?!.. Tek tesellimiz ve ümidimiz; bütün olumsuzluklara rağmen, bu memlekette hâlâ aramızda yürekleri “Türklük aşkı”ile çarpan ve “Türkçe’ye gönülden sevdalı”, “Türkçe seven insanlarımız”ın olması!.. Bu duygularla, böylesi anlamlı bir programın ortaya konmasına vesile olanları yürekten kutluyorum. Bir belde okulunun başlatmış olduğu kampanyaya destek veren, imkânlarını seferber eden, Kırıkkale Üniversitesi Türkçe Bölümü öğretim görevlileri ile öğrencilerine de şükranlarımı arz ediyorum. Programın ortaya konmasını sağlayan ve “Benimle Türkçe konuşur musun?” kampanyasını yerel ve ulusal basına taşıyan, başarılı bir ekip çalışması sergileyen okul müdürü Sayın Mustafa Ayhan’ı da buradan kutluyorum. Davetlilere müzik ve şiir ziyafetini tattıran, Murat Eryılmaz hocamız başta olmak üzere, Cemile Tığlı, Hakan Koyuncu ve emeği geçen bütün hocalarımız ile o güzelim sesi ve yorumuyla dinleyenleri başka alemlere götüren mahallî sanatçımız Nurhan İmer Hanım kızımıza da buradan teşekkür ediyorum. Programda görev alan ve son derece başarılı bir tablo sergileyen öğrencilerimizi de ayrıca tebrik ediyor, gözlerinden öpüyorum!... Sözlerimi Cenab-ı Allah bu milleti bir ve beraber kılsın diyerek, şairin şu dizeleri ile bitiriyorum: “Türklüğün vicdânı bir, Dîni bir, vatanı bir; Fakat hepsi ayrılır Olmazsa lisânı bir.”