Kırıkkale… Anadolu’nun tam merkezinde, çevresi termal cennetlerle çevrili bir şehir. Kırşehir, Haymana, Ayaş, Kızılcahamam, Çankırı, Çorum, Yozgat… Hepsi termal kaynaklarını keşfetmiş, modern tesisler kurmuş ve ciddi ekonomik kazanç elde ediyor. Peki ya Kırıkkale? Hâlâ bekliyor, hâlâ araştırma yapılmasını bekliyor, hâlâ fırsatları izliyor…
Jeolojik olarak bakacak olursak, Kırıkkale çevresindeki bazalt, andezit ve granit yapılar, yeraltında sıcak su akımlarının oluşmasına çok uygun. Komşu illerdeki termal su varlığı, şehrimizin bu konuda ciddi bir potansiyele sahip olduğunu kanıtlıyor. Yani burada “acaba termal su var mı?” diye düşünmeye gerek yok; bu su orada ve biz onu çıkarmaya cesaret etmeliyiz.
Ama biz ne yapıyoruz? Bekliyoruz. İzliyoruz. Çevremizdeki iller kazanıyor, yatırımcılar akıyor, şehirler marka oluyor. Biz hâlâ termal potansiyelimizin farkında değiliz.
Kırıkkale, artık bireysel gayretlerle değil, devlet destekli, bilimsel ve stratejik yatırımlarla harekete geçmeli. Jeotermal araştırmalar başlatılmalı, sondajlar yapılmalı ve termal su bulunur bulunmaz modern tesisler kurulmalı. Afyon’un, Kırşehir’in, Haymana’nın gerisinde kalmak yerine, hepsinin ortasında olan avantajımızı kullanarak bölgesel sağlık turizmi merkezi hâline gelmeliyiz.
Yöneticiler, yatırımcılar, Kırıkkaleliler… Bu fırsat bir daha ele geçmez. Çevremizdeki iller kazanmaya devam ederken biz sadece izleyici olmamalıyız. Bilimsel verilere göre potansiyel ortada; artık cesur adımlar atma ve şehrin geleceğini belirleme zamanı. Kırıkkale uyanmalı, harekete geçmeli ve hak ettiği termal marka şehir olma yolunda adım atmalı.
Selam ve dua ile...