Sessiz Çığlıklar

Abone Ol


Hangi çağda yaşıyoruz?
Teknoloji almış başını gitmiş, insan hakları bildirgeleri süslü cümlelerle kitaplarda yerini almış, uluslararası hukuk ve barış söylemleri her gün konferanslarda dile getiriliyor. Ama iş icraata gelince ne görüyoruz? Dünyanın gözü önünde, Filistin’de, Gazze’de masum insanlar sistemli bir şekilde yok ediliyor. Çocuklar, kadınlar, yaşlılar bombalar altında can veriyor.
Buna savaş demek insafsızlık olur. Bu bir çatışma değil; adı konulmuş, belgelenmiş, herkesin bildiği bir soykırımdır. İsrail yıllardır yürüttüğü yerleşim politikalarıyla, abluka ve baskılarıyla zaten bu süreci hazırlıyordu. Bugün yaşanan ise o vahşetin zirvesidir. Ve ne acıdır ki, çağımızın en kara lekelerinden biridir.
Üstelik sadece zulüm değil, yardımı da engellemek… Mazluma su, ekmek götürmeye çalışan insani yardım kafilelerinin önünü kesmek hangi vicdana sığar? Yarası kanayan bir çocuğa merhem olmak isteyen doktorların engellenmesi, insanlığa karşı işlenen ikinci bir suç değil midir?
Asıl soru şu:
Neden dünya bu kadar sessiz?
Özellikle Müslüman ülkeler neden tek yürek olup bu zulme “dur” diyemiyor? Neden zalimin arkasında duran destekçilerine karşı yüksek sesle “artık yeter” denilemiyor?
Cevap aslında acı ama basit: Çıkar hesapları. Siyasi dengeler. Koltuk kaygıları. Ama unutmamak lazım, çıkarlar geçici, iktidarlar geçici, dengeler geçici… Kalıcı olan, bugün vicdanlarda yankılanan çığlıklardır.
Filistin’de bir çocuğun gözyaşı, dünyanın bütün siyasi hesaplarından daha değerlidir. O gözyaşı bir gün bizim çocuklarımızın gözünden de süzülebilir. Çünkü zulüm durdurulmadığı yerde büyür. Bugün Gazze’de yanan ateş, yarın başka bir şehri de yakabilir.
Evet, bu çağda hâlâ insanları yok etmek zalim için çok kolay. Daha da acısı, sessiz kalanlar için çok utanç verici. Eğer insanlık yeniden kendi özüne dönmezse, mazluma sahip çıkmaz, zalime karşı çıkmazsa tarih, bugünü kara harflerle yazacak. Gelecek nesiller ise bizi “mazlumların çığlığına kulak tıkayan nesil” olarak anacak.
Ve inanın bu utanç, hiçbir devletin, hiçbir liderin, hiçbir milletin sırtında taşımak isteyeceği bir yük olmayacak.
Selam ve dua ile...