CARPE DİEM

Abone Ol

YAŞADIĞIN GÜNÜ KAVRA

" Hepimizinki günübirlik hayatlar; hatırlayanın, hatırlanandan farkı yok. Hepsi geçici. Hem anlar hem de anların nesnesi. Her şeyi unutmuş placağın günler yakında, her şeyin seni unutacağı günler yakın. Bil ki

çok geçmeden hiç kimse ve hiçbir yerde olacaksın.

Marcus Aurelius "

O nedenledir yaşadığın günü kavramanın önemi. Biliyor musunuz hayata gelmek doğmak herkes için çok düşük bir olasıliktır. Anne babanızın, dedenizin bir araya gelme olasılıklarıni bir kenara bırakalım. O gece misafir gelse siz yoksunuz diyelim misafir gelmedi yüz milyon spermden birinin sizi bulma olasılığı yüz milyonda üç. Böyle düşük bir olasılıkla dünyaya gelmek bir şans bir hediyedir.

Tabi ki bu olasılık dışında sizi siz yapmaya hazır coğrafya var.

Bu kadar zorluktan sonra ne yaşarsanız yaşayın sonrasında hiç olacağınız hayatta yaşadığın günü kavramak çok ama çok önemli oluyor mu?

Sokrates " sorgulanmayan hayat yaşamaya değmez " demiş.

Yaşadığın günü kavramak için sorgulamaya ihtiyaç var. Sorgulamak için düşünmek lâzım.

Descartes Şüphe ediyorum o halde varım, düşünüyorum o halde varım demiş. Aslında şüphe eden insan varlığından kuşku duymaz.

Şüphe hem bilimin hem de insan varlığının başlangıcı.

Günü kavramak her insan için mümkün değil. Çünkü çok zor. Şüphe ve düşünmeyi bir arada gerektiriyor. Oysa dünya nüfusunun en az yüzde yetmişi başkalarının düşündüğü bir dünya rahatlığında yaşıyor. Aklı emanet etmek onlara rahatlık sağlıyor.

Yaşadığın günü kavramak; Marcus Airelius'a kulak verirseniz Yunus Emre'nin özetlediği " mal da yalan mülk de yalan var biraz da sen oyalan " demek midir. Hedonizm yani zevkçilik mi Carpe Diem'in özü. Nasıl olsa sonunda hiçbir yerde olmayacağız.

Farklı düşünceler bana yardım eder, katkılarınız beni geliştirir.

Dr. Oğuzkan Bölükbaşı