ine şubat geldi acın harladı
Içimdeki yangın sönmüyor baba
Yavruların sen gideli horlandı
Gözlerimin yaşı dinmiyor baba
Yıl ikibin on beş şubatın beşi
Yıkıldı çınarın en büyük başı
Başına diktiler koç bir taşı
Gidenler geriye dönmüyor baba
Eşin dostun geldi sonra dağıldı
Oğlun kızın hıçkırığa boğuldu
Malın mülkün birer birer sayıldı
Adımızı kimse anmıyor baba
Günlerden cumaydı gittiğin gece
Sorular aklımda kaldı bilmece
Ecel cümlesini saydım dört hece
Kırılan kalp asla onmuyor baba
Ahiret şehrine yuvamı kurdun
Azraille canı çok erken verdin
Hilaliyi can evinden pek vurdun
Sen yoksun talihim dönmüyor baba