Babalar evlatlarının
hayatları boyunca kimseye muhtaç olmamalarını ister. Hayat tecrübem bana bunu
söylüyor hep. Evet oğlum Oğuzhan ilk evladımdır, kardeşlerim yetişmiş onların
iş bulması evlenmesi yükü benim sırtımdayken çocuklarım büyümüştü.Ailemin zor
durumda kalmaması için verdiğim çaba bazı şeyleri görmemi engellemişti maalesef.
İnsanlar evlenip
ayrı ev kurunca ilk plana hanımı ve çocukları gelir. Elbet benim için de
öyleydi Benim için hayat acımasızdı ben annem babam beş kardeşim ailem ve üç
çocuğum için mücadele etmek zorundaydım.Oğlum liseyi bitirip üniversiteye
giderken bir yandan okuyor bir yandan Arçelik servisinde yeğenim Veysel Çetinerin
yanında beyaz eşya tamirciliği öğreniyordu. Tamir işlerine kafası çalışan
biriydi oğlum ve böyle birkaç yıl devam etti Hayalimiz oğlumla birlikte
Kırıkkale'ye doğalgaz geldiğinde ilk doğalgaz işini yapacaklar dan birisi
olmaktı Oğlum üniversiteyi bitirir bitirmez ilk işimiz Kırıkkale Merkezde
Çarşamba pazarının alt girişinde beyaz eşya tamiri üzerine bir dükkan kiralayıp
açmak oldu. Oğlumun kafası çalışır müşteriye nasıl dokunacağını bilirdi.
Ticarette kısa sürede
belli bir yol aldı. Kırıkkale'de tanınmış bir firmanın buzdolabı tamirlerini
yapıyordu daha sonra bu firma Kırıkkale'deki ilçelerin Hatta Elmadağ'daki
buzdolaplarının bakım ve tamirini yapmaya başladı.
Hedef doğalgaz işi idi. Fakat
bir türlü başlamamıştı.Bir gün akrabamız olan binbaşı Mendup Koyuncu dükkana
ziyarete geldi oğullarıma astsubay olmaları için imtihana girmelerini söyledi
Onların da kafasına bayağı yattı.
Benöğretmenlik yapmaktaydım.
Okuldan çıkıp dükkanına geldiğimde konu açıldı baktım kararlı imtihanlara
girmeye ben bir şey söylemedim sadece imtihanları kazanıp astsubaylık okuluna
başlayana kadar mevcut dükkana bakmasını istedim o da kabul etti. Astsubaylık imtihanına
Ankara'da girdiği için bindiğim arabayı ona verdim ben de dükkanın servis aracı
ile gidip geliyordum okula.
Astsubaylık imtihanı
kazanmış okula başlayacaktı artık. Ankara Beytepe'de ki okula teslim etmek için
ikimiz gidiyorduk oğlumla.O güne kadar servis aracı ile kendisi giderdi
Ankara'ya Kırıkkale'ye gelirkende kurbağalıda ki doğal kaynak sularından
damacanaları doldurur hem dükkanda hem de evde o suyu içerdik. Haftada bir kez
Ankara yolculuğu vardı Oğuzhan'ın. Evet okula teslim olmaya giderken oğlum
Oğuzhan içme suyu doldurduğu çeşme'ye geldiğimizde baba şuradan bir su içelim belki
bir daha ya kısmet olur ya olmaz dedi.
O ana kadar olmadığım duygulara kapıldım bir tuhaf oldum
gözlerim bulandı bu nasıl bir olaydı, belli etmemeye çalıştım oğluma suyumuzu
içtik yola devam ettik 1 saat sonra oğlumu okula teslim ettim. Bir yerde
mutluluk bir yerde hüzün oğlumun çeşmenin oradaki sözü aklından çıkmıyordu.Arabama
binip okuldan ayrılıp Kırıkkale yoluna düştüm evet ağlıyordum hem de hıçkıra
hıçkıra Kırıkkale'ye kadar ağladım eve geldiğimde hiçbir şey yokmuş gibi
davrandım.
Kimseye hiçbir şey
hissettirmedim mutluydum mutlu görünmeye çalışıyordum. Evet babalar her zaman
yalnız ağlar. Ağladığını ne evde ailesine de çocukları bilir hissettirmez hiç
bir aile ferdine onların üzülmesini istemez.
Bu sene oğlum Oğuzhan'ın
görevindeki 20.Yılıbu anımı da onun evinde otururken yazdım. Allah bütün
evlatlarımızı korusun.