(Katmerleşen Günahlar)
Mülakat, bir yere işe alınırken o
iş yerinin çalıştıracağı kişileri tanımaları için yapılan bir ön görüşmedir.
Fakat bu özel iş yerlerine alımlarda bunun yerinde ve önemli olduğunu anlasak
ta, devlete işe gireceklerde torpil ve yandaşı kayırmaktan başka bir şeye
yaramadığını da biliyoruz.
Rahmetli Ecevit’i seversiniz sevmezsiniz
hakkını verirsiniz vermezsiniz, düşünce ve görüşlerinizi doğru ve tarafsız
söylersiniz söylemezsiniz yaşadığım zaman içinde devlete torpilsiz alımların Ecevit’in
Başbakanlığında olduğunu söyleyebiliriz.
Yaklaşık yirmi yıl İlçe Milli
Eğitim Müdürlüğü yaptığımda birçok hükümetler, birçok başbakanlar gördüm. Ecevit’in
Başbakanlığında alınan memur ve hizmetlilerin bilgi birikimi ve kaliteleri
tartışılmaz çok iyiydi.
Her kademede eğitim almış
gençlerimiz gelecekten ümidini kesmiş bir durumda yaşamlarını sürdürmekteler.
Kimisi, bir şekilde yurt dışına gitmeyi düşünürken bu imkânı olmayanlar ise işe
girmenin imkânsızlığını yaşamaktalar. Özellikle hükümette torpili olmayanlar
kesinlikle işe giremeyeceklerini düşünmekteler.
İki evladı işsiz olan bir
arkadaşım başından geçen bir olayı şöyle anlatmaktadır:
‘’Çocuklarıma iş aradığımı söylediğim biri’’ Kardeşim sen başka yeri
boş ver. Sen git Saraya bir dilekçe ver şimdi bütün işler Saraydan bitiyor
başka yerler seni oyalar. Boşuna vakit geçirme diye tembih etti.
Bende ertesi gün Saraya gittim. Sarayda bir makama dilekçe verip bir
kenarda oturmaya başladım.
Dilekçe verdiğim makamdaki kişi yanıma gelerek nereli olduğumu sordu. Bende
Kırşehirli olduğumu söyleyince şöyle bir sağına soluna baktı ‘Hemşerim aramızda
kalsın kimselere söyleme buraya iş için dilekçe verdin ama Rizeli değilsen hele
hele Karadenizli değilsen buradan iş için bir şey bekleme’ dedi yanımdan
uzaklaşıp gitti.’’
Kıpkırmızı olup mosmor kesildiğimin farkındaydım. Elim ayağım titriyor
ne yapacağımı bilemez bir durumda evimin yolunu tutmuştum’’
Hakkı olmadığı halde işe girmek
kul hakkının katmerleşerek taa torunlarına kadar devam eden bir silsile günah
yumağıdır. Birileri hakkı olmadığı halde yokluk kıtlık nedir ne kendi ne
çocukları, torunları yaşarken, birileride elinden alınmış gasp edilmiş, hakkı yenilmiş bir şekilde çocuklarına ve torunlarına
kadar gitmiş fakirlikle fukaralıkla boğuşmaktalar.
Bu kadar ileriye dönük
katmerlenerek gitmiş kul hakkının öbür dünyada hesabını da vermek kolay olmasa
gerekir.
Öyleyse gelin yanlıştan bir an
önce dönelim. İnanın yoksa yediğiniz haramdan torunlarınızın dişi kamaşacak.
Yaptıklarınızla ne siz ne çocuklarınız nede torunlarınız rahat yüzü görmeyecek.Mülakatlarla
hayatlarını öldürdüğünüz,yârenlerini çaldığınız o kişiler yakanıza
yapışacaklar. Sizi çıldırtacaklar. Sizleri yalvarmanız yakarmanız çığlıklarınız
kurtaramayacaktır.
Eğer birazcık dininiz, imanınız,
inancınız varsa, birazcık kul hakkının
önemini anlıyorsanız, öbür dünyada kul hakkının ödeme zorluğunu da biliyorsanız
Mülakatı kaldırın.
Hakkını yediğiniz oğullar, kızlar,
torunlar hak alma kuyruğuna girerlerse ebediyen cehennemden kurtulamayacağınızı
da bilmeniz gerekir.
Rahmetli Demirel’in dediği gibi ‘’Yenilmiş kul hakkını ne Mekke temizler
nede tekke.
Varsın gerisini de kul hakkını yedirenler ve yiyenler
düşünsün