28.03.2021 Pazar günü SHOW TV de
izlediğim ‘’Bir Şansım Olsa’’ Programının etkisinden günler geçtiği halde
bir türlü kurtulamıyorum. Programdaki gerçek yaşanmış konu her aklıma
geldiğinde ister istemez birkaç damla yaş, gözlerimden isteğim dışımda
süzülmekte yoğun, gerilimli duygular yaşamaktan kendimi alamıyorum.
Sadece filmlerde olur, gerçek
hayata olması imkânsız diyeceğimiz bir yaşamın,
iki insanın ömrünü nasıl kâbusa çevirip, zehir ettiğini izlediğinizde
üzülerek hayretler içinde kalacak, büyük bir gerilim yaşayacaksınız.
Lise yıllarında Hakan, Ferit ve
Zeynep çok samimi arkadaşlar. Hakanla Ferit aynı zamanda kan kardeşi ve biri
birlerine çok bağlı, yedikleri içtikleri ayrı gitmez, biri birleri için canını
bile verebilecek durumdalar.
Aslında Hakan’da, Ferit’te
arkadaşları Zeynep’e âşıklar. Fakat Hakan duygularını Zeynep’e erken açar ve
Zeynep’le Hakan sevgili olurlar.
Bu durum diğer arkadaş Ferit’in pek hoşuna
gitmez. O günden sonra onları ayırıp,
kızla kendi sevgili olmak için birçok akla hayale gelmedik tehlikeli kurgular
düşünerek zamanı geldikçe uygulamaya koyar.
İşte bundan sonra olan ve
kurgulanan olaylar Hakanın kötü ve bütün bir ömrünü yalan, iftiralarla hep
zindanlarda, soğuk duvarlar arasında geçmesine neden olur. Ferit arkadaşı Hakan
için aşağıdaki kurguları düzenleyerek Hakanın polis ve cezaevi arasındaki git
geleleriyle dolu otuz yıllık acı ve gözyaşı dolu yıllarının geçmesine neden
oluyor.
Okul çıkışında Ferit bir kavgaya
tutuşmuştu.
Ferit Hakanın kendisi için kavgaya
girerek suç işleyeceğini biliyordu…
Yine evdeki bir kolyeyi
değiştirerek hakanın üzerine atmıştı…
Tekrar Ferit tarafından bıçaklı
yaramalı kavgayı ortaya koyar…
Başka bir suçta ise sabıkalı olan
Hakan takside çalışırken içerisine para dolu bir çanta bırakılıyor ve Hakan
hırsızlıkla suçlanıyordu…
Tabi tüm bunlar Ferit tarafından
kurgulandığı halde Hakan bir türlü kendini ispat edemediğinden yaklaşık otuz
yıl zindanlarda suçsuz yere ömrünü geçiriyor.
Tüm bunlardan Zeynep kanser
hastası oluyor ve ölürken eşi Ferit’e’’ Ben
seni hiç sevmedim. Ben hep Hakan’ı sevdim’’ diye son nefesini veriyor.
Otuz yıl sonra Ferit vicdan
azabına kapılıp Hakan’la helalleşmek istiyor. ‘’BİR ŞANSIM OLSA’’ programına başvuruyor ve Ayşegül Hanım’ın da
bulunduğu masada itiraflara başlıyor.
Ferit eşinin Hakana yazdığı
yüzlerce mektuptan sonuncusunu okumaya başlıyor fakat ilk cümleden sonra gözleri
doluyor. Sunucu Ayşegül Hanım’a vererek okunmasını istiyor.
Mektup aynen şöyle:
Hakan. Hakanım…
Ferit beni sevdiğini söylüyor. Ben ise onun gözünün içine baktığımda
hep seni görüyorum.
Yanımda olmadan seni hep yanımda hissetmen anormal değil mi?
Yaptıklarının hepsinin bir açıklaması olduğuna inanıyorum.
Senin böyle biri olmadığına inanıyorum.
Yaşadığımız bu olayların tesadüf olmadığı belli artık.
Ferit’le aynı evde yaşayan
yabancıyız.
Kaçmak istiyorum beni bulamazsın diye korkuyorum.
Elime aldığım o tatlı kumaş parçasıyla camın kenarında yolunu
bekliyorum.
Hakan. Hakanımmm
Hangi yol bizi biri birimize kavuşturur bilemiyorum. Ama bir gün
kavuşacağımızı ümit ediyorum.
Bu dünyadaki hiçbir hakkımı Ferit’e helal etmiyorum.
Seni seviyorum Hakan hem de ilk buluşmamızdaki gibi el ele.’’
Masadaki sessizliği Ferit bozuyor.
Hakanın yüzüne bakarak
-
Beni
affet Hakan sana bazı itiraflarda bulunmak istiyorum:
Okul yolundaki kavgayı ben tezgâhlamıştım. Evdeki kolyeyi de ben
değiştirmiştim. Bıçaklama olayındaki adamları da ben ayarlamıştım. Arabana para
dolu çantayı da ben koydurmuştum’’
Hakan donakalmış bir şekilde Ferit’e bakarak;
-
Ne diyorsun
oğlum. Tüm bunla bir insana yapılır mı?
Ferit gayet sakin bir şekilde
Hakanın gözünün içine bakarak:
-
Ne yapayım bende Zeynep i çok seviyordum
dediğinde herkes ayağa fırlar.
Hakan suratı kıp kırmızı bir
şekilde ayağa kalkar Ferit’in yakasını toplamak ister; araya Ayşegül Hanım
girer.
Ferit’in zindanlarda geçen otuz
yılın ve haksız bir şekilde sevgilisini elinden alınmasının hüznü ile çaresizce
sandalyeye yığılır.
Sunucu Ayşegül Hanım buralara
geleceğini bilemediğinin çaresizliğini yaşarken Ferit’e’’ T….. kalk şuradan git’’ diyerek masadan kovar.
Ayşegül Hanım da şok olmuştu. Gayet üzgün bir şekilde:
‘’Hakan Bey üzülme. Kadın seni sevmiş. Kadın sana yazmış’’ diyerek sakinleştirmeye
çalışır.
Hakan sevdiği Zeynep in öldüğünü duyunca
çok üzülür. Fakat Zeynep’in evliliği sürece kendisini sevmesi tek tesellisi
olur.
Hakan yaklaşık otuz yıl mahpushanelerde
kan kardeşi dediği birinin kurguladığı yalanlar yüzünden soğuk duvarlar
arasında geçirmiş. Hakan her zaman sadece Zeynep’i düşündüğünden başka biriyle
evlenmeyi hiş aklına getirmediğini söyler.
Allah’ım ne büyük bir aşk, ne
büyük bir sevgi ve bağlılık. Böyle sevmek ve sevilmek hayatta kaç kişiye nasip
olur? Kaç kişi aşkı ve sevdiği için bu kadar ezayı ve cefayı çekebilir?
Hakanla Zeynep’in aşkına sadece
şapka çıkarılır. Saygı duyulur. Nesilden nesille aşkları ve sevgileri
aktarılacak bir hikâye olarak hep dillerde olacaktır.
Bu yaşanan kurgu, uydurma bir hikâye
değildir. Gerçek yaşamın tam kendisidir.
Hakan arkadaşının yalan ve
iftiralarıyla otuz yılı boşa geçtiği halde Zeynep’in onu sevip onu düşünmesi,
yazdığı yüzlerce mektuplar tek tesellisi olmuştur.
Ferit’in ise hem bu dünyasını hem
de öbür dünyasını zindana çevirmiş, insanların gönlünde ve yüreğindeki
zindanlara gömülmüştür.
Allah’ım yaşadığımız sürece
iyilerle karşılaştırsın, iyilerle yoldaş etsin. Sadece filmlerde olabileceğini
düşündüğümüz hayat hikâyeleri gerçek yaşamda da olabiliyormuş. Seçeceğimiz arkadaşlarımızın
ne kadar önemli olduğunu bu yaşanan hikâye ile kulağımıza küpe olsun. Hayatta
seçeceğimiz arkadaşlarımıza, dostlarımıza çok dikkat etmeliyiz.
Bazen hayatta en büyük kötülüklerin en
yakınımızdakilerden, en güvendiklerimizden, en çok sevdiklerimizden gelebileceğini
hiçbir zaman unutmayalım. 05.04.2021
NOT: Bu yazıma konu olan hikâye SHOW TV’nin 28.03.2021 günkü ‘’Bir Şansım Olsa’’ programından
uyarlanmıştır. O günkü gerçek hikâyeyi internetten izleyebilirsiniz. Ben çok
etkilendim. Sizlerin de etkileneceğinizden kuşkum yoktur.