Komşumuzun Hanımı telefonda
ağlamaklı bir sesle eşime;
‘’Duydun mu Çukurova dizisindeki Yılmaz öldü. Geçende kaynanası Hünkâr
Hanım ölmüştü. Çok üzgünüm. Yılmaz’ı da Hünkâr Hanım’ı da çok severdim. İkisine
de çok üzüldüm. Sanki en yakın akrabalarımız olmuştu. Hiç olmazsa haftada bir gün
onları seyrediyorduk. Kendilerine iyice alışmıştık. Bundan sonra dizininde,
yaşamında tadı tuzu kalmadı. Yılmaz, Züleyha’ ya, Hünkâr’da ‘’Tekeli’ye’’ kavuşamadı. Dizide
olan olaylar ve yaşananlar aynı gerçek gibi. Yalan dünya işte’’ diye
ağlayarak konuşuyordu.
Bende konuşulanları gülerek dinliyordum…
Pandemi dönemi daha önceki tüm alışkanlıklarımızı
değiştirdi. Hiç kitap okumayan, hiç televizyon dizisi seyretmeyen, hiç resim
yapmayan birçok insanın farklı konularla ilgilenmesine ve eski alışkanlıklarını
değiştirmelerine neden olmuştur.
Akrabalar arasında soğuk
ilişkiler, uzaklaşmalar son günlerde tüm ailelerde az çok hissediliyordu. Kendi
akrabalarımızın varını yoğunu, ihtiyaçlarını, acılarını sevinçlerini umursamaz
bir şekilde davranır duruma geldiğimiz hepimizin malumudur. Özellikle Pandemi
durumu akrabalarımızdan daha da uzaklaşmamıza neden olmuştur. Son günlerde
akrabalarımızın varlığını bile unuturken televizyon dizisindeki oyuncular bizim
en yakınımız, akrabalarımız, arkadaşlarımız olmuştur.
Düğün salanları, çay ocakları ve
kahvehanelerin kapanmasıyla bir yerlerde karşılaşan eş dost ve akrabaların da
ortamları kalmamıştır. Birinci derece akrabalar cenaze ve düğünlere gidilmemesiyle
biri birini unutmaya başlamışlardır.
Elbette bu günler de geçecek.
Elbette ülkemiz insanları ve
dünyamız için iyi günlerimiz gelecek.
Elbette düğünlerimizi
cenazelerimizi beraber yaşayacağımız çok güzel günlerimiz olacak.
Elbette biri birimizi hasretle
kucaklayacağımız mutlu günlerimiz geri gelecek.
Elbette televizyon dizilerinin
bir rol, bir hayal olduğunu hatırlayıp, rüyadan uyanıp gerçek akrabalarımızla,
arkadaşlarımızla hasret gidereceğimiz günlerimiz gelecektir.
Televizyon dizisindeki Yılmaz’la Hünkâr
Hanım rol icabı öldüler ama gerçek hayatta, dizideki aldıkları yüksek fiyatlı
gelirleriyle en iyi yerlerde yaşamlarını sürdürmektedirler.
Uyanarak gerçek hayata dönmeliyiz.
Gerçek akrabalarınızı arayarak durumlarını sormayı ihmal etmemek bir insanlık
borcumuz olduğunu unutmamalıyız.
Son günlerde iktidar partisinin
büyük kalabalıklarla il kurultaylarını toplamaları, salanların’’ lebalep’’ dolu olmalarıyla öğünerek
kalabalığın çok olmasına ‘’maşallah’’
nutukları atmaları dükkânı kapalı küçük esnafı, yakınlarının düğününe ve cenazesine
gidemeyen birçok vatandaşımızı çok üzdüğü görülmektedir.
Aynı zamanda en yakın
akrabalarının düğünü ve cenazelerine gidemeyen vatandaşlarımızda büyük bir
tepki ve kırgınlık oluşmuştur.
‘’Bizim dükkânımızı kapatan, bir kişi fazla olunca ceza yazan,
iğnenin deliğindeki kalabalıkları gören, bulanlar, bunlara niye ceza yazmıyor?
Hani kanun önünde herkes eşitti?’’ diye söylenmelerine neden olmuştur.
Bu pandemi durumlarının kurallarına harfiyen
uyarken telefonlarda akrabalar arenasındaki iletişimi diri tutarak, onların
unutulmamasını sağlamalıyız. Pandemi kurallarına uyarak yakınlarımızın cenaze
ve düğünlerini ihmal etmeden gitmeli, eşimizi, dostumuzu, akrabalarımızı asla
ihmal etmemeliyiz.