Her gün yeni araçların trafiğe katılmasıyla trafik sorunu
gün geçtikçe içinden çıkılmaz duruma gelmektedir. Trafik sorunu ilimizin hatta gelişmekte
olan tüm ülkelerin sorunudur. Bazı belediyeler, bazı ülkeler bu sorunun daha da
keşmekeş bir duruma gelmemesi için şimdiden önlemlerini almakta, imarda ve
ulusal yollarda köklü çözümler üretmekte, uygulamaktadırlar.
İl ve ilçe trafik komisyonu kararları olmadan bazı
vatandaşlarımız kendilerine göre geliştirdikleri yöntemlerle evinin önünü, dükkânının
önünü çeşitli dubalarla engelleyerek yerler açmışlardır. Herkes canının
istediği gibi hareket ederek kendi arabasına yer ayırmış ya da başkalarının
park etmesini engellemek için dubalar, kasalar, sandalyeler koymuşlardır.
Bazı hatırı sayılır kişiler saatlerce, günlerce arabalarıyla
kaldırımları işgal ettikleri halde yetkililer tarafından ya görülmemiş, ya da
görmezlikten gelinmiştir.
Kırıkkale’miz bir Cumhuriyet şehri olduğu halde maalesef
imarı, yapıları, yolları, caddeleri görüntü olarak çağdaş, yaşana bilirlikte,
tercihte ön sıralarda bir il durumuna getirilememiştir.
Şehrimizin merkezinde mantar tabancası patlatsan, tatbiki
bir karmaşa yaratsan şehrimizi çabuk boşaltmada büyük bir izdiham yaşanacağı
kaçınılmaz olacaktır.
Engelli vatandaşlarımız tarafından kullanılan rampalar zaman
zaman işgal edilerek engelli vatandaşlarımızın da mağduriyetler yaşamalarına
sebep olunmaktadır.
Çağdaş ve modern toplumlar engellisine, ihtiyarına, hastasına iyi bakan, onları hayata ve yaşama
bağlayan toplumlar olduğu unutulmamalıdır.
Birçok kişi kendi kafasına göre duba, sandık, sandalye ve
çöp sepetleriyle evinin önünde, dükkânının önünde park yeri ayırmamalıdır.
Cadde ve sokaklarımız İl ve İlçe trafik komisyonlarının aldığı, belediyenin
düzenlediği kurallar çerçevesinde kullanılmalıdır. Bunlardan dolayı
vatandaşlarımız arasında istenmeyen olaylar, anlaşmazlıklar, kaba kuvvete varan
davranışlar yaşanmamalıdır.
Eğer yetkililer kuralları uygulamada geç kalır,
uygulamazlarsa vatandaşlar kendi koydukları kuralları hak olarak görürler ki;
bu da halkımız arasında daha büyük husumetlerin doğmasına neden olabilir.
Kaldırımlar yayalara ait yerlerdir. Yayalara ait yerlere
kesinlikle arabalar park edilmemeli, engelli rampaları kesinlikle
kapatılmamalıdır. Bu kurallar uymayanlar kim olursa olsun gerekli işlemler
yapılmalı, kimsenin gözünün yaşına bakılmamalıdır.
Uygar ve çağdaş ülkelerde hangi yöntem ve kurallar
uygulanıyorsa bizde de aynısı uygulanmalıdır.
Medeni bir toplum olmanın yolu devletimizin koyduğu kaide ve
kurallara, herkesin uymasının sağlanması ile belli olur.
İşin en garip yanı ise yaya kaldırımına park edilen araçlar
ile herkesin kafasına göre koyduğu dubalar, şehrin en merkezinde ve denetim
ekiplerinin her gün yanlarından bakarak geçtikleri yerlerde olmalarıdır.
Ne tuhaf, ne acı değil mi?