II. Fhilippos Antik
Makedon Kral’ı, servetini harcadı, oğlu İskender için.
Mantığın babası Aristo’yu
tuttu eğitimine, aklın ve ilmin ışığında yoğurdu,
16 yıl Tıp, ahlak,
felsefe, din, mantık, sanat eğitimi aldırarak zekâsını biledi.
Makedonyalı III.
Aleksandros, ya da Büyük İskender olarak da bilinirdi.
★
Babası ile sırt sırta
düşmanla savaştı, onun güvenini kazandı,
Genç yaşta Antik Yunan
Makedon kralı oldu, Helen birliğini sağladı,
Girdiği hiçbir savaşta
yenilmedi, ülkesini askeri, siyasi, ekonomik anlamda
güçlendirerek 30 yaşında
Antik dünyanın en büyük imparatorluğunu kurdu.
★
Tarihin en başarılı askeri
komutanı, askeri dehası, zekâ abidesinin
vazgeçemediği, beş büyük
sevdası vardı Aleksendros’un.
Ana sevgisi, İlim Sevgisi,
Atı Plutarkos, Kutsala Saygı ve Dünyanın fethi.
Cihanı fethedeceğim dedi;
kimse inanamadı, güldüler,
Ne dediğini bilmiyor,
Makedonya nere dünya nere dediler.
“Dünyayı ayağının altına
sereceğim anam” diyerek el öptü,
Helallik aldı sevdiği
anasından ve düştü sevdasının peşine.
Makedonya’nın genç Kralı, tarihteki en büyük imparator.
Homeros’un İlyada’sını yastığın altında taşıyan, ilim ve
felsefe aşığı,
Namı diğer Dünya Fatihi Büyük İskender, ya da Aleksandros.
Yıllarca savaşlar yaptı
uzak diyarlarda, zoru-imkânsızı başardı
Ama bilinen dünyanın
tamamına yakınını zapt etti tez zamanda.
★
Yıl Milattan Önce 332,
Mısır seferi, küçük bir balıkçı kenti
Altı yüz bin el yazması
kitap, Hendese, Aritmetik, Astronomi,
Dedi; bunlar mucize, adı
olsun ilim irfan yuvası İskenderiye.
Haber saldı Yunan
Milletine “Ne kadar akıl dane varsa gelsin,
İlmini-irfanını
geliştirsin, ücreti benden yaşadığım sürece”
En önde atı üzerinde,
geriye dönerek, parmağıyla gösterdi,
“Ey Ari Yunan ordusu, işte
sizin asıl vatanınız!” diyerek Hindistan’ı.
Pers, Mısır, Hint yıllarca
savaş, kan, ıstırap, hiç bitmedi acıları.
★
İsyan başladı ordusu
arasında “Artık savaşmak istemiyoruz
Yıllardır savaşmaktan bıktık-usandık, ailemizi
özledik, ülkemize
gitmek istiyoruz. Sen dünyayı zapt ettin de ne oldu.
Bir vahşi kız
aldın çocuğun olmadı, senin zürriyetin yok, çocuk
kıymeti bilmezsin”
Karardı gözleri. Sustu!,
Yutkundu!. İlk defa küçük düştüğünü hissetti!
Hançer gibi saplandı bu
söz beynine “Senin zürriyetin yok!”
Sayısız savaşlar yaptı,
zaferler kazandı, ülkeler fethetti,
Helen milletinin şanını,
şerefini, kültürünü medeniyete dönüştürdü.
Tarihlere adını yazdırdı,
ömründe mağlubiyet nedir bilmedi,
Bir söz karşısında
yenildi, kapandı çadırına, günlerce çıkmadı.
★
“En
büyük felaket iyinin kötüye muhtaç olmasıdır,
Eğer, İskender olmasaydım Diyojen olurdum”
Diyordu bir zamanlar, başına geleceği biliyormuşçasına.
Ufak bir çavdar tanesine
döndü bedeni, sarardı, soldu,
İnce ve derin hastalığa
yakalandı Dünya Fatihi,
Tedavi etti onlarca hekim,
tüm çabalar boşuna.
— Çok ağır hastasınız,
ölüyorsunuz.!
— Yok mu hiç çaresi?
— Yok, efendim, üzgünüz!
— Beni anama götürün.
— Gidemezsiniz efendim,
ağır hastasınız.
— Ne olur anama götürün,
ölmeden bir kez göreyim yüzünü.
Topladılar çadırı, otağı,
düştü yola ordu. Günler sürdü geri dönüş.
Ve bir ses, durdurun
orduyu, kurun otağı, gidemediler daha öteye.
★
Yıl MÖ. 323 Babil, Antik
Ninova şehri, ömrünün baharında
Otuz üç yaşında bir Dünya
Fatihi, vasiyetini yapar:
— Ölünce iki elim tabuttan
dışarı sarkık götürün mezara.
— Öyle şey olur mu
efendim? Geleneğe, Tanrılara aykırı.
— Sizin komutanınız değil
miyim, ne diyorsam onu yapın!
— Peki, nedir bunun
anlamı!
— Cihanı Âlem ibret alsın ki Dünya Fatihi ölürken elleri bomboş gitti...!
Destan
oldu İskender asırlarca, türkü olup dilden dile söylendi
“Cihâna sığmamışken bir mezâra sığdı İskender.
Varıp baksan o da şimdi yıkık bir gâre dönmüştür.*
★
*Araplar
peygamber olduğuna, Yunanlılar Tanrılar soyundan geldiğine inanırlar.
*Ağarmış
saçların bir dağ başında kare dönmüştür” adlı Şair Eşref’in eseri
Kazancı Bedih tarafından Gazel olarak
okunmuştur. (İskender Gazeli olarak ta bilinir)