Korona virüsü ülkemizde görülmeye başladığı anda hepimizin aklındaki soru
şuydu; " virüs acaba Türkiye'de de zirve yapar da, Çin gibi, İtalya gibi
olur muyuz".
Sonra, günlük vaka ve entübeli hasta sayıları katlanarak
çoğalmaya başladı.
Daha sonra ölümler geldi...
3-7-10 derken yüzleri aştı...
Sağlık bakanlığıve Bilim Sağlık kurulu kararınca, içişleri
bakanlığı bir dizi yasaklar, kısıtlamalar ve engeller getirmek zorunda kaldı.
İş çığırından çıkmadan...
İlk olarak 13 Mart 2020 itibariyle okullar kapandı.
Fakat vakalar artmaya devam etti...
Sonra 65 yaş üstünün sokağa çıkmasına yasak geldi...
Yine de çare olmadı..
Sonra tüm lokantalar, kafeler, spor müsabakaları, kuaförler,
tüm işletmeler ve şehirlerarası seyehatler de dahil her yer kapandı...
Büyük şehirlerde hafta sonları sokağa çıkma yasakları geldi...
Çare olmuşmuydu peki?!
Evet yavaş yavaş vaka sayıları aşağı seviyelere inmeye başlamıştı. Sağlık
bakanının dediği gibi, "iyileşen sayısı, hasta sayısından fazla olduğunda
kontrol altına alınmış" sayılırdı.
Sonra 1 Haziran 2020 itibariyle bir çok alanda,
hemen hemen bütün yasaklar kalktı....
İyileşen sayısı bir anda rölantiye geçti...
Derken düğünler, salonlar, kafeler, kıraathaneler, oteller,
seyahatler, yurtdışı seferleri derken her yerde bütün kısıtlamalar kalktı..
Sadece açılmayan bir yer kaldı.
OKULLAR...
Milli eğitim bakanının açmak için tabir yerindeyse can
attığı, devamlı uğraş verdiği eğitim yuvası okullar...
Ama bir de öyle bir kesim var ki, her adım atışına,
köstek olmaya çalışan insanlar...
Okulların mevzusu her geçtiği anda, "eyvah aman
açılmasın, açılırsa mahvoluruz, virüsün önüne geçemeyiz" deyip,
salgının müsebbibi okullarmış gibi lanse eden bir kesim...
Üstelik bu telaşa kapılan kesime bakıyorsunuz, bir çoğu
da kurallara pek de riayet ettikleri söylenemez.
Şimdi şöyle basit bir gözlem yapalım.
İlk kapanan kurum neresiydi?
Okullar...
Virüs tavan yaptı mı yine de?
EVET.
Her yer, tüm kurum ve işletmeler, düğün ve eğlence
merkezleri serbest hâle gelince virüs dalga dalga yayılmaya yeniden başladı mı?
Kocaman bir EVET...
Okullar kapalıyken hem de...
Yani okullar kapalıyken de bu virüs büyük bir artış gösterdi
mi?
EVET GÖSTERDİ...
Pekiii okula gitmeyen çocuklarımız ne yapıyorlar acaba?
Evlerinde mi duruyorlar?
Neredeler?
Sokaklarda, parklarda, düğünlerde, otellerde ...
Peki şimdi bakıyorum okulların açılmasını istemeyenlerin
bazılarına. Herkes için demiyorum ama bir kısım bu türler var, maske yok mesafe
ihlâl...
Sonra "aman efendim okullar açılırsa önüne geçemeyiz"...
Sağlık bakanı günlerce nerdeyse yalvarıyor artık. LÜTFEN ŞU
MASKE, MESAFE VE HİJYEN KURALLARINA UYUN diye..
Ama ne yazık ki hâlen insanlar duyarsızlıkta sınır
tanımıyor...
Bir türlü öğretilemiyor.
Eğitimin önemi ne kadar da ortaya çıkıyor değil mi?
Bir eğitimci hocam aynen şu sözleri sarfediyor.
"Eğer okullar açık olsaydı biz bu 3 altın kuralı aileler de dahil olarak
herkese öğretirdik" diyor...
Okullar, en azından eskiden olduğu gibi sabahçı öğlenci
şeklinde bir sistemle açılabilir. Devamlı ilaçlanarak maskeler dağıtılarak,
öğrencilerin teker kişi sıralarda oturtularak pekâlâ da önlemler alınabilir.
Uzaktan eğitimin, dijital ortamlardaki derslerin çok da
verimli olmadığını hemen hepimiz gördük.
Bu gün derslerden, eğitimden uzak bu nesil, gelecekte
ülkemizi yönetecekler, belirli yerlerde idareci olacaklar.
Evet şu an çocukların beden sağlıkları için diye
duygusal yaklaşıyoruz ama, bu salgında ehemmiyeti öne çıkan eğitimin
eksikliğinde yetişen bir neslin ülkeye daha büyük yaralar açacağı aşikârdır.
Unutmayalım ki; OKULLAR SOKAKLARDAN DAHA GÜVENLİDİR!