Bir kaç peşmergenin bir araya gelip
oluşturulduğu pkknın, o günden bu zamana kadar, yani yarım asırdır neye hizmet
ettiğini, kimlerin değirmenine su taşıdığını dünya âlem biliyor artık.
Hangi ülke karşımıza çıkıp, bize
bir tuzak kurmaya, üzerimizden plânlar yapmaya kalkışsa, pkk terör örgütü,
onların maşası olup ayağımıza dolandı ve kalleşçe saldırılar yaptı yıllarca...
Ve de aynı şekilde devam ediyor.
Güya kürt halkının hak mücadelesi
için var olduğunu iddia eden örgüt, kundakdaki küçücük çocuğa kurşun sıkacak
kadar cani, kürt vatandaşlarımızın üzerine benzin döküp çatır çatır yakacak
kadar da gaddarlık yapmaktan hiç geri durmadılar.
Sonra da çıkıp; davadan, haktan, hukuktan, yok
bilmem özerklikten bahsettiler.
Binlerce askerimizi, polisimizi
şehit ettiler. Görev başında masum öğretmenlerimizi, doktorlarımızı
katlettiler. Evlere düşen şehit ateşleri, anaların-babaların, çocukların,
eşlerin, kardeşlerin yüreklerini dağladı.
Söndürdüğü ocakların
telafisi yok!...
Ülkemize verdiği zararların ise, haddi hesabı
hiç yok...
İmralı'da yatan elebaşları, hapiste
olmasına rağmen hâlâ örgüte talimat verebiliyor ve hâlâ salyalarını saçarak
küstahça tehditler savuruyor...
Bu bir avuç örgüt, öylesine
büyüdü ve öylesine güçlendi ki, pyd, ypg, dhkpc gibi uzantıları oluştu.
Suriye'de, Irak'ta kol geziyor.
Peki bu kadar nasıl güçlendi dersiniz?..
Cevabı alenen ortada...
2017'de 300milyon dolar, 2018'de
380milyon dolar ve 2020'de 330milyon dolar para ve binlerce tır silah ve
mühimmat desteği sağlayan ABD sayasinde tabi ki...
Bu yapılan yardımlar yakın zamanda
olanlar. Bundan önceki yıllarda da pkknın ele geçirilen silahların çoğu yine
Amerikan menşeiliydi...
Üstelikte sınırlarımızda güvenli
tampon bölge oluşturmak için askeri anlaşma yaptığımız Amerika...
Ortadoğu'daki emellerine ulaşmak
için Suriye'de çıkardığı iç savaşta pkk-pydyi kullanarak askerlerimize kurşun
sıktırdığı gün gibi ortadadır.
Geçen yıl bize "pkkya karşı
yapacağınız müdahalelerde karşınızda bizi bulursunuz" diye küstahça
tehditler savurmuştu.
Diyarbakır Sur'u terörden
temizlerken, ABD'nin belirli bölgelere gizlediği, özel uzman kanascı
tetikçilerle, nice yiğitlerimizi şehit ettiler...
Vücudumuza yapışmış kene gibi
kanımızı emen bu terör örgütüne açık açık destek veren ABD, geçen gün dalga
geçer gibi Suriye özel temsilcisini başsağlığına gönderdi Türkiye'ye.
Üstelik daha 1 hafta evvel 8, bu
hafta da 5 askerimizi şehit vermişken...
Suriye temsilcisi James Jaffrey,
"müttefikimiz Türkiye'nin yaşadıklarından dolayı üzüntümüzü belirtmek
istiyoruz" diyor...
Afedersiniz ama, bizi sanki aptal
yerine koyarak...
Alay eder gibi...
Peki inandık mı?
Hem askerimizi öldürenlere destek vereceksiniz,
sonra da üzgünüz diyeceksiniz..
Bu terörist peşmergelerine
verdiğiniz destekleri çekin ve şehit ateşi düşmüş evleri yüreğiniz varsa bir
ziyaret edin de görelim samimiyetinizi...
Ortadoğu artık öyle bir alev aldı
ki, söndürmek bir yana, herkes bir odun atmaya başladı. Birbirini satan satana,
ihanet eden edene..
Bu yangın giderek büyüyor. Mantıklı davranıp,
akılcı bir siyaset güdülmesi gerekiyor. Aksi takdirde bu yangın bizi de alacak
içine. Her hafta gelen ve yüreklerimizi yakan şehit haberlerinin ardı
kesilmeyecek gibi.
Bizim kaynaklarımızla ayakta duran
Kıbrıs bile karşımıza geçmişken şunu bir kez daha anladık ki;
BİZE BİZDEN GAYRİ DOST YOK!