Geçenlerde internet
tarayıcısından bir bilgi araştırırken siyanür gözüme ilişti.
Tam 100 binden daha fazla yazılmış, araştırılmış...
Ne zaman?
Siyanürden intiharlar gerçekleşince...
Siyanür nedir, ne işe yarar, kimse bilmezken, gelen peş peşe siyanürlü
intiharlar, toplumda merak konusu oldu.
Bakanlık yerinde bir kararla, internetten çok kolay bir şekilde alınabilen
siyanürün satışını yasakladı.
Sonra sosyal medyada bile reklamı yapılan, sanki oyuncak satılır gibi satılan
tüfeklerle karşılaştım...
Avcılık sporu adı altında ki, hayvan katlederek yapılan eylemin spor adı
taşımasına katiyyen anlam verememişimdir, alınan tüfek ruhsatı ile cinayetler
başlayınca, yine yerinde bir kararla onun da satışına bir takım şartlar ve
yasaklar getirildi.
Daha sonra kimileri bir takım yollar deneyerek intihar ve cinayet vakaları
gerçekleştirmeye başlayınca, bu durum, toplum psikolojisini etkilememesi için
yayın yasağı getirildi.
Oysa ki irdelenmesi gereken, ne siyanürün nasıl elde edildiği, ne pompalı
tüfeğin ne şekilde satıldığı, ne son anında hangi marka telefonla sosyal veda
yapıldığı, ne de yapılan yayınların toplum üzerindeki etkisi olmalıydı!...
Asıl araştırılması gereken, insanların neden canlarından vazgeçip, ardında gözü
yaşlı insanlar bıraktığı olmalıydı...
İnsan eline iğne bile batıramazken, nasıl oluyorda zehir içip kendini
öldürebiliyor?...
Silahı çekip neden kendine doğrultabiliyor?...
Neden genç, yaşlı demeden bu insanlar canına kıyıyor?!...
Toplumsal sıkıntıların altındaki sebepler ve etkenler neler?...
Bunlar ince ince araştırılması gerek.
Gelen faturalar altında ezilip, son gelen elektrik faturasını da ödeyemeyen
kardeşler...
Çocuğuna pantolon alamamanın mahcubiyetini yaşayan bir baba...
Yemek kartında parası yetersiz olup, sokakta biçare kalan öğrenci....
Ve daha niceleri...
Bizler sadece, "NEYLERLE YAPILMIŞ", "NASIL OLMUŞ" lara
takılıp da, "NEDEN YAPMIŞ" a yönelmediğimiz sürece, canlarımız
yanacak ve yanmaya devam edecek.
Cebinde yemek parası olmadığın kendini denize bırakan öğrencinin, faturasını
yatıramayıp zehir içen kardeşlerin, ailesinin ihtiyaçlarını alamayıp üzüntüden
kendini asan bir babanın acısını iliklerimize kadar hissetmediğimiz sürece
insan olamamışız demektir.
Her birinde kendimizi sorgulamalıyız.
Ülkemizi istediğimiz kadar ihtişamlı göstermeye çalışalım. Ne derece ihtişamlı
göstersek bile bu ölümler hepimizin yürek yarası, utancıdır.
İntiharların ve toplumdaki cinnetin altındaki psikolojik nedenleri ve sosyo-ekonomik
sorunları araştırılmadığı müddetçe, getirilen yasaklar, sadece o anlık ağrıyı
dindirir. Oysaki asıl yapılması gereken ise ölüme sürükleyen vebayı çözmektir.