Bazı kavramlar ve değerler vardır ki
adının hangi dilde karşılığı olursa olsun, hiç bir tanım, hiç bir tarif onu
karşılayamaz. O ismin karşılığına yazdığınız açıklama hep yavan kalır ve
istediğiniz açıklamayı bulamazsınız.
CUMHURİYET kavramı meselâ...
Türk Dil Kurumu sözlüğüne göre dilimize
Arapça'dan geçen bir sözcük olan cumhuriyetin kelime
anlamı; "Milletin, egemenliğini kendi elinde tuttuğu ve bunu belirli
süreler için seçtiği milletvekilleri aracılığıyla kullandığı yönetim
biçimi" demektir.
Yani egemenlik hakkının
sürekli olarak belirli bir aileye (monarşi) veya gruba (oligarşi) ait
olduğu yönetim biçimlerine tepki olarak ortaya çıkan cumhuriyet, günümüzdeki
devletlerin büyük çoğunluğunun uyguladığı yönetim şeklidir.
Oysa ki Atatürk cumhuriyeti ilân
ettiğinde bir çok ülke hâlen krallıkla yönetiliyordu. Devlet yönetimi babadan
oğula süregelen bir sistemle yürütülüyordu. Halk yönetime gelen her kim olursa
razı olmak zorundaydı.
Atatürk 1918'deki Mondros
Mütarekesi'nden hemen sonra başlayan işgallere rağmen kurduğu Kuvayi Milliye
örgütleri ile yerel kongreler düzenleyerek milletin kendi kaderini kendi
belirlemesi hususunda önemli bir yol katetmişti.
Buradan başarıyla çıktığı yolda 1920'de milletin
temsilcilerinden oluşan Türkiye Büyük Millet Meclisi'ni açmış ve
"Egemenlik Kayıtsız şartsız milletindir" denilerek 1923 yılında ilân
edilecek cumhuriyetin müjdesi verilmişti.
İşgal altındaki bir ülkede, yeni
bir yönetim ve bağımsız, hür bir irade doğmuştu.
Bu gün dünya devletlerinin bir asır
önce bizlere karşı tutumu nasılsa bugün de hâlen aynı kin ve nefreti
görmekteyiz.
Türkiye dışında yaşayan bir bayanın
söylemleri aklımda bir çok karmaşık mesajların oluşumuna sebebiyet vermişti:
"Bu gün ülke dışında yaşayan, Türk olan ve
Türk olmayan bir çok müslüman var. Ama onların derdi Türklerle. Her zaman
Türkler'i esaret altına almaya çabalıyorlar." Demişti.
Görüyoruz ki yüzyıllardır hiç bir
şekilde esareti kabullenmeyen Türk insanını esarete almaya ve geçmişin kinini
kusuyorlar. Bu hırs kin de devam edecektir yüzyıllar geçse bile.
Yakın zamandaki Barış Pınarı
Operasyonu ve daha evvelki operasyonlarda da ülkemize karşı yapılan tutum ve
davranışları gördük. En yakınımızdaki ülkelerin sergiledikleri hareketlere
şahit olduk.
Kendi irademizle kendi yönetimimizi
belirlediğimiz, hür iredemizle özgürlüğümüzü yaşayabildiğimiz bizlere böylesine
harikulade yönetim şekli CUMHURİYETİ hediye eden Büyük Önder MUSTAFA KEMAL
ATATÜRK'e hâlen pervasızca dil uzatıp cumhuriyetimimizi bir asırlık esaret diye
nitenlendiren zihniyetlere üzülerek bakıyorum.
Ve EGEMENLİĞİ KAYITSIZ ŞARTSIZ
BİZLERİN İRADESİNE BIRAKIP CUMHURİYETİMİZİ HEDİYE EDEN ULU ÖNDER ATATÜRK'Ü
SAYGI VE RAHMETLE YÂD EDİYORUM.