Evlât, candır, huzurdur, her hanenin neşesi,
Emanettir bize Yüce Allah'ın hediyesi...
Sakınırsın, daldan, budaktan, belâlardan,
hastalıktan,
Kopar gelirsin ona, katarsın canından can...
Yetiştirip, büyütüp öğretirsin hakkı,
Namus bilsin vatanı, canı gibi sevsin halkı...
Canımdan can kattım ben de bu kaideyle,
Yüce Allah'ın emanetini yolladım vatan
hizmetine...
Aldım onu karşıma...
Ve dedim ki ona;
Bak oğul!
Vatan namusun,
Bayrak ise şerefin.
Şerefini kaybedersen yaşayamazsın bunu bilesin.
Ezânla başladığın yolda aldığın tekbir,
Yardımcın Allah'tır, bunu hep bil.
Kur'andan şaşma, al sancağı eline,
Düşmanın ayağını bastırma yurduma, devletime.
Öptüm evladımın alnından gönderdim peygamber
ocağına,
Sarılıp kokusunu, çektim iliklerime burnuma.
Gözün ardında kalmasın oğul,
Allah'a emanet ol ve sadece ona eğil.
Giderken baktı bana, uzun uzun,
"Annem sana emanet", derken sızladı
kemiği burnumuzun.
Dedi, "nişanlıma selam söyleyin",
Seni çok seviyor deyin,
Nasip olurda gelirsem,
Yaza düğün eğleyin.
Bir gözümüz telefonda, diğeri postacıda,
Ellerimiz semada, dillerimiz duada,
Her vakit, her namazın ardında,
Tesbihatlarla Fatihârla...
Allah'ım tüm evlatlarımız sana emanet,
Yakma yüreğimizi kör kurşunlardan uzak et,
Yerin dibine sok, vatanı bölmek isteyenleri...
Her yolun sonu olsun selâmet...
Bir gece geldin rüyalarımıza, dedin ki ansızın,
Bundan sonra gelemeyecem baba beni merak
etmeyin,
Bindin üstüne beyazlar içinde bir atın,
Sonra gülerek dedin, hakkınızı HELÂL EDİN...
Kimselere diyemedim ama yandı ciğerim,
Allah'ım sen bize bağışla yanarak dua ettim.
Ertesi gün içimde boğulacak bir sıkıntı,
Hanım dedi, "bey yapıyorsun kendine
takıntı"...
Kapıda beş-on asker, hisli hisli gözlerime
baktı.
Yarısı üzgün, yarısı ağlamaklı.
Kapadım yüzlerine kapıyı, içeriye gittim,
"Açarmısınız kapıyı" sözünü duymazdan
geldim.
Düşünmek istemedim, kara haberse vermeyin dedim,
Dizlerim çözüldü yerlere serildi bedenim.
Annesinin yavrum feryadı arşı sardı,
Bu feryada sanki gökler ağladı...
Sarıldılar bana "BAŞINIZ SAĞOLSUN"
dediler,
Sanki kalbimizi söküp elimize verdiler.
Sonra bizimle göz göze geldiler,
Oğlunuz öldü dediler,
Ne kolay söylediler,
Kelimelere sığdıramadığım aslanımı,
İki kelimeyle deyiverdiler...
Sanki onu değil,
Bizi toprağa gömdüler.
Üşürsün diye yorgana bile, Sarmadım oğul seni,
Toprak mı saracak şimdi bedenini...
Nasipde tabutta görmek de varmış seni,
Gözyaşlarım deldi sinemi.
Hakkım helaldir oğul sana,
Lânet olsun sizlere kıyanlara,
Sarılıp ağlasak da postallarına,
Bin devlet bir araya gelse,
Bölmeye gücü yetmez bu vatana.
Şehitler ölmezmiş oğul,
Biliyorum yanımızdasın hep,
Tek tesellimiz bu, dik durmamıza sebep.
Bu acıyla ne kadar daha yaşarız bilmem acep,
Devletimiz baki kalacak bizler oldukça elbet.