Yeni
bir eğitim yılı, yeni bir heyecan, yeni umutlar, yeni bir maraton ve yeniden
ders zilleri çalmaya başlıyor.
Ama
öyle görüyorum ki hep söylenen o klişe tebessüm olan "nerede o eski
bayramlar" diye hayıflandığımız gibi, malesef etrafımızda da, o eski okul
heyecanlarını göremiyoruz.
Sanki
heyecanını yitirmiş bir öğrenci topluluğu ve geleceği umutsuz gören öğretmen
kadrosu....
Öğrencilerin
gözünde "of tatil bitti mi" bakışları ve eğitimcilerde de sanki
"ne çabuk bitti" hissiyatlarını farkeder gibiyiz.
Bazen
öyle şeyler de duyuyoruz ki, şaşkınlıkla üzüntümüz birbirlerine karışıyor.
Misal
bizzat şahit olduğumuz ve esefle karşıladığımız bir mevzuuyu paylaşalım
sizinle.
Okula
yeni başlayan çocuğu için, velî; "çocuğun beslenme saati olacak mı hocam,
ne tür yiyecek koyalım" sorusuna karşılık, öğretmen tarafından "beni
ilgilendirmez, ister beslenme koyun, isterseniz koymayın ben karışmam"
şeklinde vurdumduymaz davranıyorsa, bu yadırganacak durum, bütün öğretmenler
için söylemiyorum ama sanki devlet kadrosundayım düşüncesinin veya rahatlığının
negatif bir yansıması olmuş durumda.
Bunun
yanısıra; "benim çocuğuma sesini yükseltmişsin hoca, bir daha
olmasın" diyen velînin, çocuğunun öğretmenine küstahça çıkışması da,
eğitimin bu hâle gelişinde ne derece aktif bir rol aldığının göstergesi olmuş
durumdadır.
Neden
bu hâle gelindi, gidişat neden bu yönde, insanın içi acıyor doğrusu.
Her
yeni yıl binlerce çocuk okul sıralarına geçiyor ve yeni bir kuşağı temsil
ediyor.
Bu
sorunları ve ümitsizliği tek bir yere odaklamadan en yüksek merciiden en alt
tabana kadar irdelemek gerekiyor.
Bu
yıl üniversite kapılarını yoklamak için girilen LYS' den 216.000 öğrenci sıfır
çekiyorsa, burada ciddi bir zaafiyet olduğu hesaplayarak gözardı etmemek gerekiyor.
Sadece lisede olan bir yanlışlık olmayıp, taa ilkokul sıralarına kadar inmek
gerekyor.
Bu
sene yine değişen müfredat ve yeni eklenen tatil düzeniyle eğitim-öğretim
yılına giriş yapıyoruz. Yeni denenecek tatil programı, seçmeli derslere
eklenenler ve çıkarılanlar...
Bakalım
öğrenciye olumlu anlamda ne derece etkisi olacak göreceğiz.
Liselerde
tarih ve matematik derslerinin seçmeli hâle gelişinin de pozitif etki yapacağı
aşikâr. Tatilleri ve eklenen ara tatilleri görünce, dünyanın en çok tatil yapan
ülkesi olduğumuzu göz önünde bulundurduğumuzda, "acaba eğitimdeki düşüşe
çare olabilir mi" diye de düşünmeden geçemiyorum.
Her
yeni eğitim yılına girerken ki hissettiğimiz umutlarımızı yeniden yeşerterek
başladığımız bu eğitim-öğretim yılında temennimiz o dur ki; başarılarla dolu
bir yıl olsun.
"Geleceğin
güvencesi, sağlam temellere dayalı bir eğitime, eğitim ise, öğretmene
dayalıdır."
M.K.ATATÜRK