✔Kırıkkale Kızılırmak Ana Okulu -- 15
temmuz’da şehit olan Şehit Volkan Pilavcı’nın ismi verilerek, ŞEHİT VOLKAN
PİLAVCI ANA OKULU oldu.
✔Yeni mahallede bulunan, Yeni Mahalle
Mesleki ve Teknik Anadolu Lisesi -- ismi değiştirilerek, YENİ MAHALLE ŞEHİT ALİ
TONGA MESLEKÎ VE TEKNİK ANADOLU LİSESİ oldu.
✔ Kırıkkale Spor Lisesi olarak eğitim
öğretime devam eden Kırıkkale spor lisesi, ŞEHİT HAKAN YORULMAZ SPOR LİSESİ
olarak eğitim ve öğretime devam ediyor.
✔Yine Kırıkkale Hürriyet caddesi Ovacık
mahallesinde bulunan, İlk Yuvam ana okulunun adı değiştirilerek, ŞEHİT POLİS
EMRAH PEKDOĞAN ANA OKULU oldu.
✔Şehit isimlerinin yakınlarının
ikamet ettiği cadde ve sokaklara verilmesi görüşüldü.
Bu kapsamda,
terörle mücadelede yürütülen operasyonlarda şehit olan Yılmaz Dikmen, Osman
Kablan, Emrah Pekdoğan, Şükrü Ceylan, Yusuf Alsancak, Mustafa Nohut, Atilla
Demirbaş, Muhammed Fatih Sivri ve Ferhat Bozkurt ve 15 Temmuz darbe girişiminde
şehit olan Hakan Yorulmaz'ın isimleri oy birliğiyle ailelerinin ikamet ettiği
sokaklara verildi.
✔BİRÇOK SOKAK VE CADDE ADI DEĞİŞTİ
✔Kırıkkale'de Polisevi'nde düzenlenen
törende 40 şehit polisin adına fidan dikimi yapıldı. Oğlu için fidan diken
şehit annesi, 'Onları da toprağa fidan gibi verdik. Çok güzel oldu bu polis
ormanı. Oğlumuzun adı yeşerecek' diyerek, herkese duygu dolu anlar
yaşattı.
*****
Daha bunlar
Kırıkkalemizde şehit ismi verilmiş olan, okul, cadde, sokak ve park
isimlerinden bir kaç örnek.
ŞEHİT POLİS AHMET SERTTAŞ CADDESİ,
ŞEHİT HALİL HALICI CADDESİ, ŞEHİT ERDEM MUT İLKÖĞRETİM OKULU,
ŞEHİTLER PARKI...
İsmini
sayamadığım, bu şehrin daha bir çok şehidi, evlâdı, aslan parçasının isimleri,
okullarda, parklarda, caddelerde yaşıyor.
Yüce Allah'ın "Allah yolunda
öldürülenlere “ölüler” demeyin. Bilakis onlar diridirler, fakat siz
hissedemezsiniz" ayeti kerimesinde olduğu gibi.
Vatan uğruna kanını
akıtmış, canını feda etmiş, geride boynu bükük çocuklar, gözü yaşlı
ana-babalar, yüreği kor gibi kavrulan eşler, kardeşler bırakmış yiğitler. Hepsi
de ülkesi, bayrağı uğruna serden geçtiler. Bu vatanın, Kırıkkalemizin evlatlarıydı
her biri.
Kimileri de şehitlik mertebesine
ermese bile, kolunu, bacağını, gözünü feda etti vatanı için.
Bitlis'de mayın tarama yaparken
patlayan bombanın etkisiyle iki ayağını kaybetmesine rağmen, "Buraya
yaklaşmayın" diyerek birçok canı kurtaran ÇELEBİ KARAAĞAÇLI HULUSİ KUZUCU
gibi, YAKUP KIYMAZ gibi nice civanmertler de yetişti bu şehirde. Ve bugün olsa,
yine seve seve vatanî göreve gideceklerini beyan edercesine....
HEPSİNİN TEK GAYESİ VATANDI.
*****
İki hafta evvel
anneler günü idi. Her bir gün değerlerinin tarifi olmayan annelerimizin temsili
bir günü. Daha çok hatırlandıkları gün.
Böyle bir günde gelen
kara haber, şehrimize düşen iki şehit ateşi, iki annenin ciğerlerini sızlattı,
yüreklerini dağladı. Öyle böyle değil. Tarifi kelimelerle kifayetsiz bir sızı,
nârla hâr olmuş bir acı.
Daha ilk şehidimizi
toprağa verirken, annesinin "oğlum senin yerine ben öleydim" diye
feryatları kulaklarımızda çınlarken, harlanmış ateşin içine atılmış odun misali
ikinci bir ateş daha. Şehidin tabutu giderken ardında boynunu bükerek babasına
son kez bakan oğlu....
Gözlerinin yaşı dinlemeyen eşi...
Bir gün evvelki şehitin abisinin
acıya dayanamayarak hayatını kaybetmesi.
VE 20 GÜN İÇİNDE KIRIKKALE'DEKİ 3.
ŞEHİT ATEŞİ...
Daha evvel, bu
topraklar için toprağa düşmüş onlarca, yüzlerce yiğidin geride bıraktıkları acı
dolu hikayeleri...
Kimisi 5 aylık
hamile eşini bırakarak evladını göremedi, kimisi hasta babasının yanına
gelemedi, kimisi evin tek evlâdı ailesinin yardım umuduydu. Kimisi daha henüz 2
aylık nişanlıydı, kimisi annesinin elini öpüp gideli 1 ay olmuştu peygamber
ocağına.
Kapıda
askerleri görünce yüreğini döven anneler, dizlerinin üstüne çöken babalar,
"bu haberi vermeyin" diye kapıyı kilitleyen kızkardeşler, şehit
kardeşinin selâsını okuyup, cenazesini kıldıran ağabeyler.
Şehitlik
elbette ki kutsal, yüce bir makam. Bir çok insan bu mertebede olmak ister
istemesine de, gel de bunu kaybettiği evlâdının postallarına ağlayarak sarılan
anneye anlat, anlatabilirsen....
Çok acılar
yaşadı bu şehir. Bir çok hüzünler, hazin dolu yaşamlar barındırdı bağrında
KIRIKKALE. Şehitler diyari, gaziler şehri oldu bir nevi.
Bir çok insanın
aklına geliyordur; "KIRIKKALE NEDEN BU KADAR ÇOK ŞEHİT VERİYOR" diye?
Evet bir çok
evi araştırsak, abartmayalım, belki de her 5 evin 3 ünde, o evin çocuğu, ya
askerdir, ya da polis.
Kimisi vatanî görevde, kimisi
de şartlar gereği belkide.
Kimisi Üniversite okuyup
öğretmenliği bitirmiş, kimisi mühendis olmuş. Ama ihtisas gördükleri alana yerleşememiş.
Hayatının idamesi için, yoklukla mücadele eden ailesi için, tutmuş vatan
ocağının yolunu.
Elbetteki bu
kutsal görev, sadece meslek ve maddi gelir için icraa edilmez tabi kide. Kim
canından, kolundan, bacağından, çoluğundan çocuğundan bir bedel karşılığı
vazgeçer ki!? Lâkin insanları da bu görevlere iten, kabul edilen sebepler de
var elbet!!!
Bu kadar şehit
vermemizin akabinde şehrimizin adının yenilenmesi için bir fikir atıldı ortaya.
ŞEHİTKALE....
Gerçekten de bu kadar
şehit vermiş, bir çok gazisi bulunan, MKEK gibi ordumuzun silah ve mühimmat
sübabı olan bu güzide şehir, böyle mânâ dolu, güzel bir ismi hakediyor bence.
Nasıl ki Urfa - Şanlıurfa olduysa,
Antep - Gaziantep olduysa,
Koçhisar - Şereflikoçhisar olduysa,
Kazan - Kahramankazan olduysa,
Kırıkkale neden ŞEHİTKALE olmasın!?
Yetkili mercilerin bu
hususa, hassasiyetle eğileceklerini umut ve temenni ediyorum.
ŞEHİTLER DİYARI KIRIKKALEMDEN
ESENLİKLER DİLİYORUM...