Bu hafta "10 Mayıs Engelliler Haftası" ve hafta sonu da
"Anneler Günü" olması dolayısıyla yazıma bir anımı sizlerle
paylaşarak başlamak istiyorum.
Ortaokul 1. Sınıftaydım. Yani şimdiki sisteme göre 6.
Sınıf. Sınıfımızın ve okulun başarılı öğrencileri arasındaydım. Dersleri,
okulu, özellikle de matematik dersini çok seviyordum. Okul dönemi, yavaş yavaş
sömestriye yaklaşıyordu. İkinci yazılılar başlamıştı ve ben sıkı bir şekilde
hazırlanmıştım. Soğuk bir kış gününün Pazartesi günü Matematik dersinden yazılı
olacaktık. Ben tüm hafta sonunu ders çalışarak geçirmiş ve çok iyi
hazırlanmıştım.
Sabah okula gitmek için uyandığımızda lapa lapa
kar yağıyor, hatta kar kalınlığı neredeyse ayak bileklerini bile aşıyordu.
Ben engelli olduğum için annem, tekerlekli sandalyemle her gün beni okula
götürüp getiriyordu. O gün kar yağışından dolayı okullar tatil edilmemişti.
Annemle dışarı çıktık, ne yapacağımızı düşünüyorduk. Çünkü tekerlekli
sandalyenin o karda gitmesi çok zordu.
Annemin en büyük ideali benim eğitim görüp hayatımı
kazanmak, bir mevkilere gelmemdi. O yüzden de, ne bir dersten, ne de bir
sınavdan eksik kalmamı istemiyordu.
Annemle bir süre bakıştık. Sonra "oğlum Allah var
gayle yok" deyip, beni tekerlekli sandalyeme bindirdi ve "YA
ALLAH" diyerek çıktık yola.
Tipi şeklinde yağan kar, yüzümüze şamar gibi değiyordu.
Tekerlekli sandalyenin tekerleri devamlı kara saplandığı için çok zorlanıyordu
annem. Sonra "oğlum bu böyle olmayacak, sınava yetişemeceğiz" dedi ve
beni omuzlarına aldı. İşin kötü tarafı da sınav ilk dersdi ve ben
sabahçıydım.
Sabahın soğuğu çok üşütüyordu bizi. Kar
öylesine şiddetleniyordu ki, zaman zaman taneleri kulaklarımızın içine
giriyordu. Bi ara elimi hissetmemeye başlamıştım. O esnada artık okul
görünmüştü, çok şükür kayıp düşmeden gelmiştik. Annemin çektiği o sıkıntıyı,
yaşadığımız o ânı, o zorluğu ömrümce unutmam mümkün değildi.
O şartlarda okula gelebilmiştik artık. Sınıfımız
4.kattaydı. Okul idaresi zaten hiç aşağı katlara vermezdi sınıfımızı.
Şimdikiler gibi dıyarlı değillerdi.
Annem o yorgunlukta 4. Kata kadar merdivenlerden nefes
nefese çıkıp, beni sınava yetiştirmişti. Sınav başlayalı 10 dakika olmuştu.
Annem beni bırakıp tekrar eve dönmüştü. Benim aklım annemdeydi. Acaba o
yorgunlukla o havada nasıl gidecekti. Gelirken yaşadığımız zorluklar...
İçimde anlatılmaz duygu karmaşası vardı. Onun için dua ediyordum. Ya o
yorgunlukla düşerse, başına bir iş gelirse...
Sonra irkildim bir an. Süre geçiyordu, eğer kötü bir
not alırsam, onca çabamız boşa gidecekti. Hemen soruları alıp başlamıştım
soruları çözmeye. Sınav çok iyi geçmiş bütün soruları çözmüştüm. BU BAŞARI,
ELBETTE Kİ ANNEMİNDİ.
Hayatımın en zor zamanlarına geldiğimde, üniversiteye
kadar, ne zaman pes etme noktasına gelsem, beni ayağa kaldıran güç oldu ANNEM.
Annelerin hakkı ödenmez elbet. Lâkin bu günlere
gelmemde bu kadar emeği geçen annemin hakkını hiç ödeyemem. ALLAH BİNLERCE KEZ
RAZI OLSUN.
Evlendim Allah iki çocuk nasip eyledi. Eşim de benim
kadar olmasa da engelli. Ve memur olarak hayata tutunuyor benim gibi. Engeline
rağmen çocuklarımıza annelik sorumluluğunu fazlasıyla yerine getiriyor.
Çocuklar hastalandığı zaman sabahlara kadar başucunda, uyumadan onlarla
ilgileniyor. Her insan için kolay görünen ama bizler için aşılması zor olan
engelleri, engeline rağmen aşarak...
Bir gün misafirliğe gitmiştik. Büyük kızım 1,5
yaşlarındaydı o zaman. Eve gelirken çocuk arabada uyuyakalmıştı. Evimizde
merdivenler vardı ve asansörü yoktu. Eşim o koltuk değneklerinin desteğiyle,
kızımızı kucağına alıp, onca zorluklara rağmen merdivenlerden dua ede ede
çıkmıştı. En üzücü olanı da insanların bakışları arasında. Hiç bir kimse de
yardımcı olmamıştı. " Tamam hiç kimse, hiç bir şeye mecbur değildi ama,
insanlık da ölmedi ya" diye söylenmiştim kendi kendime. Her bir basamağı
dağ gibi görünen o merdivenleri, yine de çocuğu yere düşürmeden direne direne
çıkmıştı.
Çalışan engelli bir anne olmasına rağmen, evinin düzeni ve çocuklarının
okulu, dersleri her zaman kontrolündedir eşimin..
Bu şartlarda hayata tutunup evinin sorumluluğunu yerine getirdiği için de
eşime çok teşekkür ediyorum ve hayata bağlılığına, azmine her zaman saygı
duyuyorum.
Eşimin annesi, yani kayınvalidem de tıpkı o da annem
gibi bir engelli annesi. Her gün, her sabah çocuklarımızı okul servisine
bindiriyor ve sürekli de eşime destek oluyor. Yani ANNELİK duygularıyla,
sorumluluk bilinciyle. Çocukları her ne kadar büyüyüp hayatlarını kazanmış
olmalarına rağmen, annelik güdüleriyle ve evlât sevgisiyle...
****
Affınıza sığınarak, yaşantımdan örnekler vererek sizlerle bazı anılarımı
paylaştım.
Çünkü, hem ENGELLİ ANNELERİnin, HEM DE ENGELLİ ANNELERin hayattaki yaşama
azmini ve çektiği sıkıntıları, karşılaştığı zorlukları ve ANNELİK DUYGULARININ
neler aşabileceğini sunmak istedim sizlere.
*****
Böylesine tarifsiz bir evlât sevgisi ve fedakârlik kuramı içresinde
sorumluluk dolu annelerimiz varken, gelin görün ki bir de anne gibi görünüp te
insan kulvarına bile koyamayacağımız sözde anneler var malesef...
Geçen gün haberlerde tam manasıyla kan donduran, yürekleri sızım sızım
sızlatan bir haberle karşılaştım.
Küçücük bir bebek, çöp konteynırının yanında, belediye ekipleri tarafından
ölü vaziyette bulunmuş.
Bu yürek burkan, dehşet manzara karşısında insanın söyleyebileceği binlerce
kelime geliyor aklına.
Soğuktan mosmor kesilmiş, ölü olarak yerde yatan minicik bebeğin
dakikalarca resmine baktım. Yüzünde öyle ifadeler ve öyle bir duruşu vardı ki,
sanki son nefesinde bir şeyler anlatmak, bir şeyler söylemek istemişti. Feryat
etmişti sanki. Minik bebecik soğuktan donarken, kendisini çöpe atan annesine,
belki son kez şunları söylemek istemişti;
--"Anne, ben daha bir gün evvel senin karnınayken seninle
konuşuyorduk.
--Sıcacıktın.
--9ay boyunca kalp atışlarının sesiyle uyudum ben.
--Kendimi o kadar güvende hissediyordum ki orada, dünyaya gelmeden evvel
"seni dünyada, ömrünce koruyacak anne diye bir meleğin olacak demişlerdi
bana.
--Şimdi ise, sen beni bir çöp gibi soğuğa bıraktın anne.
--Biliyormusun, çok açım ve çok üşüyorum.
--Bir kere olsun, bir damlacık sütünü içmeyi hiç mi haketmedim.
--Neydi ki benim günahım.
--Senin ayıbının, günahının vebalimiydim ben.
--Sana bir kez sarılabilseydim, bir kerecik kokunu alabilseydim, koynunda
bir kerecik uyuyabilseydim.
--Sütünü içerken o 9 aydır duyduğum kalp atışlarınıla uykuya dalabilseydim.
--Elini tutabilseydim bir kez.
--Büyürken sana naz yapabilseydim.
--Saçlarımı taratıp okuluma gidebilseydim.
--Seni tanıyabilseydim.
--ANNE diyebilseydim haykırarak.
--Ölmek varsa da kaderimde hiç olmazsa kucağında gözlerine bakarak ölseydim
ANNE.
--Şimdi bana, senin keyfiyetinin kefaleti olarak buz gibi bir havada, pis kokular
arasındaki güvensiz bir ortamı reva görüyorsun değil mi!?.
--Bak anne karşımda üç beş tane aç kalmış kedi, köpek bana yaklaşıyorlar.
--Daha dün senin karnındaydım ve "dünyalar gelse bana bişey yapamaz
diyordum".
--Birazdan aç kalmış bu hayvanların karnında olacağım.
--Belki orada güvende olurum.
--Zaten soğuktan da donmak üzereyim.
--Sen beni tanımak istemesen de, beni sevmesen de BEN SENİ ÇOK SEVMİŞTİM
ANNE.
--Allah'ın nûru olarak geldiğim dünyaya, beni atık madde gibi görsende,
melek olup sessizce gidiyorum hayatından anne.
--Bu dünyada seni bir kerecik tanıyamadım, İNŞALLAH öbür dünyada tanışırız
ANNE."
İnsanın gözyaşlarına hakim olması mümkün değil. İnanır
mısınız, bu küçücük yavru yerde yatarken, resmine baktığınızda, yüzündeki o
ifade, aynen böyle bir diyalog yapmış gibiydi. Belki de iç dünyasında gerçekten
böyle bir konuşması da oldu, kim bilir.
*****
Bir engelli annesinin, evlâdı için ne fedakarlıklar
yaptığını, bir engelli annenin çocukları için azimle nasıl hayata tutunduğunu
yazdım sizlere. Bir de kendi keyfiyeti veya günahının kefareti için yavrusuna
bir çöp muamelesi yapan anneyi yazdım. Annelik sadece biyolojik olarak çocuk
dünyaya getirmek demek değildir işte.
ANNE; AYAKLARI ALTINA CENNET SERİLEN, EVLÂDI İÇİN CANINDAN VAZGEÇEN,
YERYÜZÜNÜN EN KUTSAL DEĞERLERİDİR.
Hayattaki
tüm engellere rağmen, yaşama, azimle tutunan ve evlatlarına sahip çıkan engelli
annelere, engelli çocuklarıyla beraber hayattaki tüm engellere göğüs geren tüm
annelere sonsuz saygı ve hürmetlerimi sunuyor ve de tüm annelerin ANNELER
GÜNÜNÜ KUTLUYORUM.