Mekke’den Medine’ye hicret eden Peygamber Efendimiz (s.a.v.) ilk
konaklama yeri olan Kuba’da, Kuba Mescidini ve arkasından Medine’de Mescidi
Nebi’yi Sahabeleri ile birlikte inşa etti. Müslümanların artık toplanacağı,
namazlarını kılacakları, Peygamber Efendimize (s.a.v.) gelen vahiylerden
haberdar olacakları ve ona doya doya bakacakları bir mekânları oldu.
Ancak namaz vakitlerini bildirmek, Müslümanları
namaza çağırmak, davet etmek için bir arayış ortaya çıktı. Sahabeden kimileri
çan çalmayı önerdi kimi boru öttürmeyi. Ancak bunlar, daha öncekilerin âdetiydi
ve artık İslam gelmiş, “Allah indinde din İslam’dır” emri ile öncekilerin hükmü
tamamlanmıştı. Onların adetleri taklit edilemez, onlar gibi davranılamazdı.
Hicretin birinci
senesinde Medine’de bu konuda arayış varken, Ashab-ı Kiram’dan Abdullah bin Zeyd ve Hazret-i Ömer’in rüyalarında Ezan okunmasını görüp
Peygamber Efendimize (s.a.v.) bildirmesiyle, daha sonra da Ayet-i Kerime’yle
sabit olan Ezanı Şerif’le vaktin girdiği ilan edilmeye başlandı. Peygamber
Efendimiz (s.a.v.) “İnşallah
hak, gerçek bir rüyadır. O kelimeleri Bilal’e öğretin okusun…”
buyurdu.
İlk Ezan’ı,
sesinin güzelliği ile meşhur, Sahabe Efendilerimizden Bilal-i Habeşi okudu.
Bu şekilde ilk ezan Hz. Bilal (r.a.)
tarafından Peygamber Efendimiz (s.a.v) huzurunda Medine’de, Mescidi Nebi’de
okundu.
O halde Peygamber Efendimizin (s.a.v) “Hak
”buyurduğu Ezan nedir?
Ezan bir çağrıdır, o çağrı ki, Allah’ın
Büyüklüğü, en büyüklüğünü haykırır. Allah-ü Ekber, Türkçe olarak söylersek,
“Allah en büyüktür” demektir ve her Müslüman, yaratılmış her şey, günde beş
vakit bu haykırışı duyar.
Ezan bir ilandır. Öyle bir ilan ki, “Ey
yeryüzündeki yaratılmış olanlar, boşa kibirlenmeyin, gururlanmayın, hepiniz
aciz ve zayıfsınız! Allah (c.c.) ise en büyüktür!” der. İnsana, gerçek mülk
sahibinin kim olduğunu hatırlatır.
Ezan bir mesajdır. Onu duyan, işiten
Rabbinin davetine koşar. Ona, “Ey büyük Allah’ım, ben geldim, sen en büyüksün,
ben ise aciz bir kulunum…” der, sonra ellerini bağlayıp huzurunda kıyama durur.
Eğilir ve secde eder.
Ezan bir hatırlatmadır. Günün
yorgunluğu, telaşı ve unutkanlığı içinde Allah’ın kullarına kendini
hatırlattığı bir ilahi ikramdır. Dünya telaşına kapılıp, asıl var oluş gayesini
unutmayı engeller.
Ezan, İslam’ın şiarıdır. Okunduğu yerde
Hakk’ın geldiğini, batılın zail olduğunu, o diyarın İslam diyarı olduğunu cümle
âleme ilan eder.
Ezan, Allah’ın varlığının, birliğinin
cihana ilanıdır.
Ezan, Muhammed Mustafa (s.a.v)’ın
Allah’ın Resulü olduğunun ilanıdır.
Ezan, namazın edasının yerine gelmesi
için açık davettir.
Ezan, kurtuluşa(felaha) giden yola davettir.
Ezan, Allah’ın büyüklüğü, yüceliğinin
gönüllerde yer almasıdır.
Ezan, “Allah’tan başka ilah olmadığının
yerlerin ve göklerin, bütün mükevvenatın sahibinin Allah olduğunun hem Kelime-i
Şahadet ve hem de Kelime-i Tevhit’le ilanıdır.
Ezan, Müslümanları birliğe, beraberliğe,
tevhide ve kurtuluşa davettir.
Ezan der ki: “Allah en büyüktür.
Allah’ın varlığına ve birliğine, Hz. Muhammed’in onun resulü olduğu şahitlik
ederim. Haydi, ibadete, haydi kurtuluşa. Allah’tan başka tapınılacak yoktur.”
Ezan, arzdan semaya çıkan tek ses, tek
nidadır.
Ey Ezan’ı yuhalayan, ıslıklayan,
susturmaya çalışan güruh! Bu mesajın neresinden rahatsız oldunuz?
Ey akılsızlar topluluğu!
Siz kabul etseniz de etmeseniz de Allah
en büyüktür. Hz. Muhammed (s.a.v.) onun kulu ve resulüdür. Namaz kurtuluştur.
Allah’tan başka ilah yoktur.
Hadi kendinizi bilmediniz, kendinizi
kaybetme şuursuzluğuna düşüp, edepsizliklerin en büyüğünü ettiniz, acaba
ananızdan, babanızdan, ecdadınızdan da mı utanmadınız? Ezan okunurken
konuşmayan, saygı huşu edeb içinde dinlerdi atalarımız.
Bu ezanlar yurdumun üstünde ebedi
inlesin diye toprağa düşen binlerce şehitten de mi utanmadınız? Bu ezanlar
susmasın, bu gökler Allah’ın çağrısı ile çınlasın diye son nefesini, canını,
malını, ömrünü verenlerden de mi utanmadınız?
Siz ne istiyorsanız yapın! Türkiye özgür
bir ülkedir. Hukuk devletidir. Bu ülkede insanların sapık, sapkın, marjinal
olma hakkı, inançsız olma hakkı bile Anayasa’nın güvencesi altındadır. Bireysel
olarak ne istiyorsanız, yaratılmışların hangi sınıfında bulunmak istiyorsanız
bulunun. Kim size karışıyor?
Ama inanan, samimi olarak Ezan’ın
çağrısını bekleyen binlerce, milyonlarca insanı incitmekten de mi utanmadınız?
Bilmez misiniz ki ezana kastedenler
bugüne kadar yalnızca İslam’ın düşmanları oldu. Bu ülkeyi işgal etmek, bu ülke
insanını esir etmek isteyenler oldu. Ezanı susturmak isteyenler, yalnızca bu
ülkenin ve tüm İslam ümmetinin canına, malına, namusuna, hürriyetine kast etmek
isteyenler oldu. Nasıl oldu da onlarla aynı safa geldiniz, onlarla aynı yerde
buluştunuz?
Varın elinizden geleni ardınıza
koymayın. Islık değil davul çalın. Hatta ne rezillik biliyorsanız, Ezan’ı
duyunca onu yapın.
Bilin ki Ezan’ın size de sizin yalan
saygınıza da ihtiyacı yok. Yüce Rabbim öyle bir ayarlama yapmış ki yeryüzünde
ezan bir dakika olsun susmaz. Dünya kendi etrafında döndükçe bir yerde biten
ezan başka yerde başlar. Elhamdülillah, dünya üzerinde ezan bir saniye olsun susmaz,
Kürre-i Arz, ezansız kalmaz.
Siz varın, bu şuursuzluğunuzla yaşayın.
İnanan milyonlarca Müslüman, Ezan-ı Muhammedi’ye gereken saygıyı gösterecek,
hürmette kusur etmeyecek. Milyonların kalbi, onu duyduğunda huzurla dolacak,
milyonlar onun çağrısına uyarak camilere akın edecek.
Bilin ki son Müslüman’a kadar, Sur’a
üflenene kadar Ezan duyulacak, Müslümanlar da onu saygı göstermeye devam
edecek. Siz kıymetini bilseniz de bilmeseniz de arşa yükselen o ezanların
altında, özgür ve huzur içinde siz dâhil, hepimiz yaşamaya devam edeceğiz.
Rabbim, kulaklarımızı Ezan’sız
bırakmasın.
Azmışları, şuurunu kaybetmişleri ıslah
etsin. Dilerim ki sizlere de bir gün Ezan’ın kıymetini bilmeyi nasip etsin.
Bakın Kuran-ı Kerim’de ne diyor?
“Siz namaza
çağırdığınız vakit onu alaya alıp eğlence yerine koyuyorlar. Bu, şüphesiz
onların akılları ermeyen bir toplum olmalarındandır. (Maide Süresi, 58)”
“Allah’a çağıran,
salih amel işleyen ve ‘Kuşkusuz ben Müslümanlardanım’ diyenden daha güzel sözlü
kimdir? (Fussilet Süresi, 41)”
Rabbim, sen
içimizdeki akılsızlara kızıp da bizleri Ezan’sız bırakma…
(Not/Öneri; Diyanet İşleri Başkanlığının ve STK’ların yerinde olsam
“Halk arasında Güzel Ezan Okuma Yarışmasını” her ilde ve hatta Mahalle
Camilerinde düzenlemek için harekete geçerim.)