Herkesin
bir akıl grubu vardır. O grubun içinde kendinizi mutlu hissedersiniz. Kendiniz
ifade eder düşüncelerinizi dile getirir, o grubun içindeki diğer
arkadaşlarınızdan da alacağınız fikirler varsa alır, atacağınız adımları ona
göre şekillendirme yönüne girersiniz.
Bizimde birkaç bu şekilde birlikte
olduğumuz arkadaş grubumuz var.
Bunlardan biri yıllar önce emekli
olup memleketimize yerleştiğimizde cami ev arasında gidip gelmenin yetmediği
dönemde neler yapabilirim düşüncesini taşıdığımızda tanıştığımız üyelerinin
ekseriyetinin üniversite ve farklı okul öğretmenlerinin olduğu beşinci mevsim
yardım derneğidir.
Bir fakirin evine erzak olduğumuz,
tenceresine aş olduğumuz, sobasında kömür olduğumuz günler geçirdik. Hiç
birinin ne siyasete ne farklı akımlara kapılmadığı ve o dönemki başkanın şimdi
Kırıkkale üniversitesinde rektörlük makamına yükseldiği bir dernekti.
Bu dernekte makamın mevkiinin
etiketin nasıl sıfıra indiğini nasıl nefis terbiyesinin yapıldığını gördüm.
Oturup saatlerce sohbet edip, nasıl başkasının derdi ile dertlenildiğini
gördüm.
İşte bu dernek ile tanışıp, daha
sonra da siyasete adım atacağım için ayrılmamın seneyi devriyesi.
Gitmiş olduğum kutsal yolculukta bir
buçuk ay aynı ortamı yaşadığım arkadaşlarımızdan oluşan ve aylık olarak mutlaka
toplanıp sohbet edip oraları andığımız gruba katılmamızın da seneyi devriyesi.
Tevafuk olarak ortak değerlere önem
verdiğimiz arkadaşlarımızdan oluşan bir birliğinde ilk temellerini attığımız
aydır bu ay. Oturup siyaset konuşuruz. Politika yaparız. Ülkemizi yöremizi
memleketimizi konuşur, bayrağımızı nasıl daha yüksekte dalgalandırırız
gailesini güderiz.
Bu birlikteliğinde seneyi devriyesi.
Ve bir şeyin daha seneyi devriyesi.
Yıl 1995.
Mezun oldukları okullardan kıtalarda
komutan olup, görev yapmayı değil de Özel Kuvvetlerde kalmayı tercih eden henüz
bıyıkları terlememiş kardeşlerimizin haberini almamızın seneyi devriyesi.
Farklı sınıf okullarından kimi
piyade kimi topçu kimi istihkâm olarak mezun olup gelmişler. Gelir gelmez ağır
bir eğitime tabi tutulmuşlar o kurs senin bu kurs benim dağda taşta gezmişler.
Almış oldukları maaşlarla ne bir
araba almışlar ne bir kooperatif taksitine girebilmişler. Hatta belki oturup
rahat rahat bir yemek bile yiyememişler.
Ani bir emir ile terör ile
mücadeleye göreve gitmişler ve orada en güzel şekilde çalışmışlar.
Ve bir gün bir operasyon ve dört
arkadaşlarının yaralandığı çatışmada dört arkadaş şehit oldular.
Hepsi birbirinden zeki, terbiyeli akıllı dört
kahramanın; Teğmen Nevzat Altıntaş, Astsubay Ömür Cebeci, Astsubay Alpaslan
Koca, Astsubay Sedat Mert.
Bu dört kahraman kardeşimizin
şahadetlerinin ölümlerinin seneyi devriyesi.
Ömür nasıl geçiyor. Yarın var mı
bilinmez. Ama rabbim kime ömür veriyorsa o görüyor seneyi devriyeleri. Kimi
tatlı kimi acı her gün dönüyor ve seneyi devriyesi geliyor.
Allah hayırlı yaşayıp hayırlı ölmeyi
ve hayırlı seneyi devriyelerin olmasını nasip etsin. Gerisi boş.
Selam ve dua ile…