Yine bir 24 Kasım Öğretmenler Günü geldi.
Seni süslü püslü laflarla bol keseden atıp torbanın ağzını büzmeden
konuşacaklar. Yine öğretmenler için iyi olan her şeyi biz yaptık, kötü olan her
şeyi kaderin ve yazgının üzerine atıp, işin üzerinden sıvışmaya çalışacaklar.
Kurulduğu günden beri yandaşlıktan
zerre kadar ödün vermeyen bazı sendikalar üyelerini ikdidarın yandaşı
yaptıkları halde yine övünüp, böbürlenecekler.
Yine ballı kymağı sendikaların
patronları yiyecek, üyelerine ise hep ‘’Kaf Dağı’’nın arkasını gösterecekler.
Benim sevgili öğretmenlerimin bir
çoğu hep boş yere ‘’Bana da iktidarın bir menfaati bulaşır mı’’ diye yandaş sendikalara
destek olup, umutsuz bir şekilde bekleyecekler.
Yine aldatıp yine kandıracaklar.
Günler, haftalar, aylar, yıllar
geçecek. Her şey değişecek ama senin durumunda zerre kadar bir değişiklik
olmayacak…
Milli Eğitim camiasında tüm bu olumsuzlukları
yaşatanlar, yaptıkları adaletsiz ve hukuksuz davranışlarını havuz medyasının bangırtısıyla
nasıl allayıp pullayarak anlatacaklar…
Yaklaşık on altı yıldır öğretmenlerin
hangi sorunlarını çözdüler bilemiyorum. Fakat oklularımızda eğitimin kalitesini
düşürdükleri halde eğitimi biz düzelttik düzmecesini nasıl da güzel anlatacaklar.
Yıllarını eğitime vermiş tecrübeli,
işi bilen tüm okul müdürleri görevlerinden alındı. Niçin alındıklarını da doğru
dürüst anlayamadılar. Bu insanların yıllarca verdiği emekleri yok saydılar, haklarını
aramada hukukun önünü tıkadılar.
Milli eğitimle o kadar oynadılar
ki, işin adata ‘’cılkını’’
çıkardılar. Hangi kurum ne eğitimi veriyor, hangi kanun, hangi yönetmenlik
uygulanıyor kimseler bilmiyor.
Ah be öğretmenim, bu günde yine sizleri
‘’ Ak Saray’a ‘’çağırıp uzun konuşmalar yapılacaklar.
Sarayın güzelliği gözlerinizi kamaştırıp
aklınızı yerinden oynatacak. Yerlere basmaya kıyamayacaksınız. Yiyecek, içecek,
bolca resim çektirip eşe, dosta
gösterecek övüneceksiniz. Rüya aleminde olduğunu anlayamayacaksın bile.
Ülkede yaşayan herkesi tok, mutlu, bulutların üzerinde uçuyor sanacaksınız.
Sizleri meclise, bakanlığa
çağırarak birçok devlet kurumlarını ziyaret ettirecekler. Bu makamlarda
gülümseyen gözlerle öğretmenlik mesleğinin kutsallığını ve kendi öğretmeniyle
olan bir anısını anlatarak adeta dalga geçecekler. Öğretmenleri için ne
yaptıklarından ziyade ne yapacaklarını anlatacaklar.
Sen çalışacaksın çabalayacaksın
emekli olacaksın, daha yeni başlayanlarda çalışıp emekli olacak, bir, iki, üç
ömür geçecek ama size vadedilen söz, verilen iyi günler hiçbir zaman
gelmeyecek.
Ah be öğretmenim, iki gün sonra geziden döndüğünüzde rüya bitecek. Karyoladan düşüp kafanı betona vuracaksın. Aklın başına
gelip, o meşhur, gerçek, zorlu günlerine geri döneceksin.
Öğretmenler Günün kutlu olsu
öğretmenim…
İsmail
Dursun KUZUCU