Atatürk'ü
medeniliğin, ileriliğin ve memleket menfaatlerini üstün tutmanın en muazzez
sembolü olarak telâkki etmekteyiz. Atatürk hiç kimsenin karşı karşıya geleceği
bir kudret değildir. Hiç kimse bunu arzu etmez. Herkes, bilâkis onu Türk
Cemiyetinin hâlâ en ileri nigehbanı olarak, en büyük kuvveti olarak telâkki
etmektedir.
(Adnan Menderes)
Mustafa Kemal;
bir millet, bütün vasıtalarından mahrum edilse dahi, kendini kurtaracak
vasıtaları yaratabileceğini ispat eden adamdır.
(Adolf Hittler, Almanya
Cumhurbaşkanı ve Şansölyesi)
O genç ve dahi
Türk şefinin o esnada Çanakkale’de bulunması, müttefikler bakımından talihin en
acı darbelerinden biridir.
(Alan Moorehead,
İngiliz yazar)
Mustafa Kemal
Atatürk, kuşkusuz 20. yüzyılda dünya savaşından önce yetişen en büyük devlet
adamlarından biri, hiçbir millete nasip olmayan cesur ve büyük bir inkılâpçı
olmuştur.
(David Ben-Gurion,
İsrail Başbakanı, 1963)
Ben şimdiye
kadar on beş hükümdar ve cumhurbaşkanı ile özel ve resmi konuşmalar yaptım . Bu
geceki kadar ezildiğimi hatırlamıyorum. Mustafa Kemal’de büyük bir ruh
kuvvetinin esrarı var
(Charles Townssend,
İngiliz general, 1922)
O, yüce bir dağa
benzer. Eteğinde yaşayanlar bu yüceliği fark edemezler. Bu dağın azametini
kavrayabilmek için, O'na çok uzaklardan bakmak gerekir.
(Claude Farrère,
Fransız yazar)
Sevr’den sonra
Türkiye’nin öldüğünü sanmıştım. Ama Türkiye; yaşıyor hem, Mustafa Kemal başına
geçeli beri öylesine canlı yaşıyor ki; bir Lloyd George’un bütün çabaları , bütün
imkanları ,sağduyuya meydan okuyan bu şiddetli yaşama isteğinin karşısında
erimekten başka bir şey yapamıyor
(Claude Farrère,
Fransız romancı ve diplomat)
Yüzyıllar nadir
olarak dâhi yetiştirir. Şu talihsizliğimize bakın ki 20. yüzyılın dahisi
Türklere nasip oldu ve kader onu bizim karşımıza çıkardı.
(David Lloyd George,
İngiltere Başbakanı)
Atatürk’ün
başardığı işler mucize ve harika kabilindedir. Birkaç yıl içinde memleketinde
yaptığı inkılâplar, birkaç yüzyılda gerçekleştirilmeyecek işlerdir.
(El Tekaddum
Gazetesi, Suriye)
O büyük insan
yalnız Türkiye için değil, bütün doğu milletleri için de en büyük önderdi.
(Emanullah Han, Afgan
Kralı)
Atatürk, yalnız
Türk milletinin değil, özgürlüğü uğruna savaşan bütün milletlerin önderiydi.
O'nun direktifleri altında siz bağımsızlığınıza kavuştunuz. Biz de o yoldan
yürüyerek özgürlüğümüze kavuştuk.
[(Bayan) Sucheta
Kripalani, Hint Parlamento Heyeti Başkanı]
* * *
Tarih boyunca
isimlerini o çağa yazdırmış, imzalarını atıp gitmiş olan bir çok lider ve
yazarların aydın görüş ve fikirleri doğrultusunda Atatürk ile ilgili analiz
yapayım dedim.
Soruyorum genç bir
kardeşimize;
-- Bak bir çok yabancı lider dahi Atatürk hakkında ne kadar
olumlu şeyler söylüyor. Onu kabullenmiş. Yaptığı ilkeler, inkılaplar ışığımız
olmuş. Peki sen ne düşünüyorsun?
Cevap gayet
düşündürücü.
--Abi ben pek
sevmiyorum.
--Neden?
--Babam da pek
sevmezdi.
--İyi de neden?
--Çok hoca astırdı derdi babam.
--Peki araştırdın mı?
KOCAMAN bir HAYIR.
Peki şu zamanda
Müslüm Gündüzler, Fethullah Gülenler, Adnan Oktarlar da hoca zannediliyordu
değil mi diyorum.
Evet, diyor.
"O zamandaki
mahkûm edilenleri tanıyormusunuz babanla ikiniz" diye soruyorum.
Cevabı karşılıksız
bir şekilde, karşılıklı bakışıyoruz sadece.
* * *
Sonra bir başka
gence rastlıyoruz. Atatürk mezolesine çekiçle vurmuş kırmış, sonra da üzerine
çıkıp resimler çektirip, sosyal platformda pişkin pişkin sırıtarak paylaşım
yapıyor.
Nedenini
soruyoruz.
Cevap yine aynı.
SEVMİYORUM. Bu heykeli puttur. Biz putperest miyiz! Şeklinde bir cevap.
Irak'ta da
liderleri Saddam Hüseyin'in heykelini yıkmışlardı. Belki bir heykeldi ama
neticede o lideri, ülkesini temsil ediyordu. Onu devirerek kendi benliklerini,
hürriyetletini, teslim ettiler. Senin sevmediğin ATATÜRK; "YA İSTİKLÂL, YA
ÖLÜM" şuûruyla düşmanı denize dökmüş. Çanakkale'de geri dönmeyi düşünmeyen
bir ordu çıkarmış ortaya. Okudun mu hiç?
YOK
Hâşâ, elbet
putperest değiliz. Sen sevdiğin birisinin resmini telefonunda taşımıyor musun?
Resmine bakınca tapmış mı oluyorsun?
Yine muallakta kalan,
cevapsız, karşılıklı bir bakış...
* * *
Üniversite önünden
geçiyorum, bir kız öğrenci. Feryat figan. Kahrolsun lâiklik, kahrolsun Atatürk.
Allah'ın kanunları var, Atatürk ilâhmıdır, biz başka kanun tanımayız....
Hemen sorumu
soruyorum.
Allah'ın
kanunlarını içeren yüce kitabımız Kur'an-ı Kerim'i, insanlar okusun anlasın
diye Elmalı'lı Hamdi Yazar'a 1935 yılında tercüme ettiren kimdir, biliyor
musun?
"17Şubat1926'da
kabul edilen Türk Medenî Kanunla, kadınlara verilen haklardan haberdar
mısın?"diyorum. Ve bekliyorum.
HABERDAR DEĞİLSEN BEN
ÖZETLEYEYİM.
– Tevhid-i Tedrisat kanunun çıkarılmasıyla birlikte eğitim
lâikleştirildi ve Milli Eğitim Bakanlığı bünyesine girdi. Kızlar da erkekler
gibi eşit eğitim görmeye başladılar.
– Erkeği tek taraflı boşanması Türk medeni kanunu ile rafa
kaldırıldı. Kadınların da boşanma hakkı, velayet hakkı, malları üzerinde
tasarruf hakkı gibi hakları oldu.
– Çıkarılan belediye yasası ile birlikte kadınlara belediye
seçimlerinde seçme ve seçilme hakkı verildi.
– Kadınların ve çocukların korunması için kanun
düzenlemeleri yapıldı.
– Kız öğrencilere meslek eğitimi vermek ve teknik eleman
olarak yetiştirmek amacıyla Kız Teknik Öğretim Müdürlüğü faaliyete geçirildi.
– Kadınlara köy muhtarı olma, ihtiyar meclisine seçilme
hakları tanındı.
– Anayasada yapılan düzenlemeler sonucunda kadınlara seçme
ve seçilme hakkı verildi. Türkiye, kadınlara seçme ve seçilme hakkı veren ilk
Avrupa ülkesi olmuştur.
– İş kanunu ile birlikte kadınların çalışma hayatındaki
şartlar da iyileştirildi.
– 1935 yılında imzalanan ILO sözleşmesi ile birlikte
kadınların tehlikeli ve ağır işlerde çalıştırılmasına yasak kondu.
* * *
57 yıllık yaşamına;
11 savaş, 24 madalya, 7 nişan, 13 kitap sığdıran ve bir devleti yeniden ayağa
kaldırıp, en güzel yönetim şekli olan cumhuriyeti bırakan bir lider neden
sevilmez.
Onca savaşın içine, üstelikte
hakkında idam kararı çıkarılmış olmasına rağmen giren, bu koca yürekli vatan
sevdalısı askerden neden nefret duyulur.
Manda ve himayeye
girilmesi için her türlü teklif yapılmasına rağmen, zerre kadar menfaati
düşünmeyen bu lidere neden kin duyulur.
Açtığı her bir
fabrikayla yerli üretime önem veren, attığı her adımda ülkesini düşünen bir
insan HAİN OLABİLİR Mİ, VE DE KENDİNİ İLÂH İLÂN EDEBİLİR Mİ?!
Kendi deyimiyle;
"Benim naçiz vücudum bir gün elbet toprak olacaktır, fakat Türkiye Devleti
ilelebet payidar kalacaktır" dese de, vefatının üzerinden 80 yıl geçmesine
rağmen, ilke ve inkılaplarıyla koca bir ülkeyi hâlâ ayakta tutabiliyorsa, bu,
kurduğu omurganın ne kadar sağlam olduğunun kanıtıdır.
Atatürk, Türkiye
için her daim kilit ve kurtarıcı anahtarı olmuştur. Çok geçmişe gitmeye gerek
yok. Bunu 15Temmuz 2016 hain darbe kalkışmasında gördük hep birlikte.
Onun yokluğunda
geçen, 80.ninci 10Kasım'ın hüznü içimizi burkarken, bize bıraktığı ülkenin,
cumhuriyetin ve devrimlerinin gururu içindeyiz. Hâlâ yüreklerimizde yer eden
sevgisi, ilke ve inkılaplarıyla ışığımız olan, devletimizin mimari
cumhuriyetimizin kurucusu büyük önderimiz MUSTAFA KEMAL ATATÜRK'ü rahmet,
minnet, sevgi ve saygıyla yâd ediyorum.
MEKÂNIN CENNET OLSUN BÜYÜK ÖNDER.