Genel seçimler erken mi
olacak, geç mi olacak, önce yerel seçimlere bakalım kasım 2019'a daha bir hayli
zaman var diye düşünürken; kimine göre olması ihanet, kimine göre zorunluluk
derken ansızın seçimler karşımıza çıkıverdi.
Her seçimde olduğu gibi, bu
seçimde de türlü söylentiler, dedikodular, birbirini çekiştirenler yine
karşımıza çıkıyor. Parti değiştirenler, bunu ihanet görenler, iktidardı,
muhalefetti derken zaman zaman ortamlar da gerilebiliyor.
* * *
Şu an itibariyle hemen her gün
yeni bir aday adayı duyuyoruz. Geçen gün sosyal medyada bir arkadaşım çok
hoşuma giden bir paylaşımında " o kadar çok aday adayı var ki neredeyse
seçmen sayısına ulaştı" diye bir espri yapmış. Tabi ki bu vatandaşın en
doğal hakkı, yönetime veya vekilliğe aday olmak.
* * *
Seçimlerde, kişinin tercih
ettiği partisinin rezalet olup kendi partisinin daha sükse yapacak
icraatlarının olduğunu beyan ederek girilen klasik tartışmalara her dönem şahit
olmuşuzdur. Bundan sonraki yıllarda da göreceğimiz aşikâr.
Burada bahsetmek istediğim
kırılma anı diye tabir edebileceğim mühim bir konu şu;
her kim, nereye, hangi siyasi
partiye oy verirse versin bu tercihinden dolayı ihanetle suçlamamak gerekiyor.
Tercih hakkından dolayı bölücülüğe yol açan mihrakmışçasına nitelendirmek de
yanlış bir tutum.
* * *
Cumhuriyet tarihinde ilk defa
bir başkanlık seçimine gideceğiz ve bir çok ilklerin yaşanacağı bir seçim
olacak. Görünen o ki bir nevi ittifakların çekişmesi şeklinde geçecek bu
mücadele. Fakat sonuçta bu siyasi partilerin hepsi ülkemizin partisi ve
vekilleri de hepimizin vekili. Ülkemiz çok partili bir sistemden ibaret ve
herkes birbirinin hür iradesine saygı duymalı.
* * *
Atatürk, kendi partisi olan
Cumhuriyet Halk Fırkası(Partisi)'na muhalif olarak 17Kasım 1924'te açılan
Terakkiperver Cumhuriyet Fırkası'na çok olumlu yaklaşmış ve hatta bunun için
Time'a söyleşide bulunmuş şöyle demişti;
"Millet hakimiyeti esasına
dayanan ve bilhassa cumhuriyet idaresine sahip olan memleketlerde siyasi
partilerin mevcudiyeti doğaldır. Türkiye Cumhuriyeti'nde de birbirini
denetleyen partilerin olacağına şüphe yoktur."
Yani Terakkiperver Cumhuriyet
Partisi içerisinde de Atatürk'ün yakın silah arkadaşları olan muhalif kişiler
yer almaktaydı. Her istediğine hükmedebilecekken yine de farklı fikirlerin
olabileceğini hesap ederek muhalefet partilerin olmasını yerinde bulup müsemaha
göstermiştir büyük önder.
* * *
Ülkemiz insan ve yönetim
yapısı itibariyle çok hassas karaktere sahiptir. Özellikle " mevzuu
vatansa, gerisi teferruattır" bilinci yerleşmiştir dimağlara. Böyle
olgudaki insanlara siyasi tercihinden dolayı hain veya teröristmiş gibi
yakıştırmalarda bulunmak son derece kırıcı ve esef verici bir durumdur.
Ne iktidara oy vereni,
"güçlüden yana" diye nitelendirmeli, ne de muhalefete oy vereni
"düzenli çarkı bozmak isteyen bozguncu" diye değerlendirmemeli.
Neticede oy veren de bizim, oy verdiklerimiz de...
Hele hele ki siyaset yüzünden
8-9 saat birarada çalıştığımız, düğünlerde, bayramlarda, cenazelerde
karşılaştığımız insanlarla biribirimizi kırmanın, incitmenin hiç mi hiç gereği
yok. Bu seçim de bitecek ve sonra yine bizbizeyiz. Birlikte gülüp birlikte
ağlayacağız.
Neticede "FİLLER TEPİŞİR,
ÇİMENLER EZİLİRMİŞ."
Seçimin devletimiz, milletimiz için
en güzeli olması dileklerimle...
Sağlıcakla kalın.